ETH’nin değerini gelecekte belirleyecek temel kriterler ile ilgili geçenlerde bir yazıda para arzından da bahsetmiştik. Ancak, birkaç hafta önce Vitalik Buterin‘in ETH’nin para politikası ile ilgili bir soruya verdiği uzun yanıt üzerine konuya daha detaylı bakmak farz oldu.

Tweet

 

Tanımayanlar için; Vitalik, Ethereum’un kurucu olarak da adlandırılır ki onun hakkında şu yazıdan daha detay alabilirsiniz..

ETH’nin para arzı neden önemli?

Bitcoin, özünde dijital dünyada değer korumayı kendine temel hedef olarak belirlemiş bir kripto para, aslında bir inanç sistemi.

Ethereum ise amaç olarak Bitcoin’den ayrışıyor. Onların için temel hedef “dünyanın bilgisayarı” olmak. Ne demek bu? Üzerlerine kurulacak binlerce uygulamaya ev sahipliği yapacak büyük bir altyapı haline gelmek.

Bitcoin ile Ethereum arasındaki bu hedef farklılığı, her iki platformun belirlediği önceliklerde de kendini gösteriyor. Bitcoin topluluğu, para olmaya verdiği önem nedeniyle, sağlam, güvenilir, değiştirilemez olmayı ön plana çıkarıp, teknolojik olarak yavaş ilerliyor. Yapılacak bir hatanın paraya olan güveni ve paranın değerini onarılamaz şekilde bozmasından çekiniyor. Ethereum topluluğunda ise böyle bir çekince yok, Onlar teknolojik ilerlemeyi daha ön plana çıkardığı için sistem Bitcoin’e göre hızlı ilerliyor ve ancak arada yol kazaları da geçirebiliyor.

Biliyorsunuz, Bitcoin’in para arzının kısıtlı olması onun değerli olmasında en önemli etkenlerden biri. Bunu ben söylemiyorum, dünyanın en büyük fon yöneticilerinden geçen bir yazımızda adından söz ettiğimiz Paul Tudor Jones da, yatırım tezini anlattığı yazısında bundan bahsediyor:

“Bitcoin dünyada alınıp satılabilen büyük varlıklar içinde sabit maksimum miktarı bilinen tek varlık. Yeni Bitcoin arzı dört yılda bir azalıyor. Yaratıcısı tarafından ortaya konan bu parlak özellik, Bitcoin’in doğruluğunu ve bütünlüğünü korumasını sağlıyor. Bu, bugünün merkez bankaları ve hükümetlerine oldukça uzak bir düşünce yapısı”(The Great Monetary Inflation, Sf. 7 - Pdf)

İşte benzer şekilde Bitcoin ile Ethereum arasındaki farklılığı para politikalarında da görüyoruz. Örneğin, hangi anda ne kadar BTC çıkarılmış, kuruşu kuruşuna sistemi takip eden her bir makinede eş şekilde tutuluyor. Ayrıca, Jones’un da yukarıda dediği gibi Bitcoin’in para arzı belli ve 2140 yılında sonlanacak şekilde planlanmış.

Ethereum’da ise durum farklı. Örneğin, tedavüldeki ETH sayısının ne kadar olduğu konusunda ortak bir sayı elde etmek mümkün değil. Bunun iki temel nedeni var: Birincisi, her bir blok oluşumunun Bitcoin gibi 10 dakika bir değil, 10-20 saniye arasında olması. İkincisi ise bloklar arasındaki Bitcoin gibi senkronize bir yapının olmaması. Bu iki teknik nedenden dolayı, toplam ETH miktarı konusunda her kaynak farklı ama birbirine yakın sonuçlar verir.

Bir süre önce, BTC maksimalistleri bu konu ile ilgili Ethereum topluğu ile çok dalga geçtiler. Ama bu durum açıkcası Ethereum geliştiricilerinin çok umurunda değil. Çünkü dediğimiz gibi onlar için öncelik tedavülde olan ETH miktarı değil sistemin gelişmesi.

Aynı şekilde Ethereum para politikası da Bitcoin kadar net değil. Örneğin önümüzdeki yıllarda Ethereum basılmaya devam edecek ama ne kadar basılacağını tam olarak bilen yok. Pek çok yeni gelişmenin ETH para miktarını değiştirme ihtimali var.

Dilerseniz gelin şimdi asıl konumuz olan piyasadaki toplam ETH miktarını değiştirecek iki kritik konuya beraberce bakalım:

ETH yeni para arzı

Genel olarak kripto paralarda yeni para yaratılmasının temel nedenlerinden biri sistemin güvenliğini sağlamak. Bir blokzincirin dijital dünyadaki dış tehlikelere karşı korunması işini madenciler gerçekleştiriyor.

Örneğin, Bitcoin’in güvenlik sistemi olan Proof-of-Work (PoW) mekanizmasının düzgün çalışması için madencilerin efor sarfetmesi gerekli. Bu da ancak elektrik enerjisi ile gerçekleşebiliyor ve maliyetli bir iş. Madencilerin bu enerjiyi harcaması için bir teşviğe ihtiyaçları var, yoksa kimse başkasının hayrına kılını bile kıpırdatmaz. İşte bu nedenle sistem yeni yarattığı paraları, madencilere yaptıkları bu hizmetin karşılığı ödül olarak veriyor.

Ethereum sistemi de benzer şekilde PoW sistemi ile çalışıyor. Ancak Ethereum 2.0. denen yeni versiyonda (ki 1 Aralık 2020 itibariyle düğmeye basıldı), sistem artık yeni bir aşamaya geçiyor.

Bir kaç yıl sürebilecek bu geçişin sonunda artık Ethereum sisteminin korunması için madencilerin enerji harcamasına ihtiyaç kalmayacak. Bunun yerine, sistemin düzgün yürümesi için, ETH sahipleri ellerindeki kripto paraları rehin verecekler. Buna Proof-of-Stake (PoS) deniyor. Ellerindeki ETH’yi rehin verenler, bunun karşılığı olarak da, eskiden madencilere verilen ödüllere hak kazanacaklar.

Ancak bu ödül rakamı eskisinden farklı. Normalde Ethereum madencilerine şu anki sistem olan PoW sırasında yılda 4.7 milyon adet ETH dağıtılıyor. Yeni sistem olan PoS’de ise bu ödül rakamı 1 milyon ETH’nin altına inebilir. Kesin rakam ne kadar insanın paralarını rehin ettiğine bağlı olarak değişecek. Vitalik’in tahmini yıllık 500 bin ETH civarı bir rakam olacağı idi ancak şu an için görünen rakamın daha az olacağı.

1 Aralık itibariyle başlayan ETH 2.0’ın başlangıç sürecinde, şu ana kadar 1.2 milyon ETH civarında olan rehin edilen paranın sonradan gelecek rehinler ile birlikte 2 ila 3 milyon ETH civarında olacağı söylenebilir. Bu da ETH 2.0 ile birlikte yıllık olarak yaklaşık 200-300 bin ETH bir ödül demek. Vitalik’in tahmini olan 500 bin ETH ödül için yaklaşık 10 milyon ETH rehin edilmeli, ki olur mu göreceğiz.

Ancak bu sisteme geçiş hemen başlamayacak. Bir süre boyunca hem eski sistem ETH 1.0, hem de yeni sistem bir arada işleyecek. Bu sürede, hem madencilere hem de rehin verenlere ödül verilecek. Dolayısıyla, eğer ETH 1.0’dan 2.0’a geçiş bir yıl sürerse, 2021 yılı içinde basılacak olan ETH miktarı Vitalik’in tahmini ile yuvarlak olarak 5.2 milyon (4.7 milyon artı 500 bin) olacak.

Bir süre sonra ise ETH 1.0, ETH 2.0’a katılacak ancak bunun ne zaman olacağı belli değil. Geliştirmenin nasıl ilerleyeceği, ne gibi sorunlar çıkacağı ve nasıl çözüleceği bu zamanlamayı belirleyecek. Ekip şu anda, ne yapacağı konusunu az çok kesinleştirmiş durumda ancak zaman planı henüz verilmiyor ve 2021 yılı içinde olması zor görünüyor.

eth_issuance_graph
ETH’nin yıllar içindeki para arzı (mavi ve sol taraf) ve yeni arzın toplam paraya oranı % (turuncu ve sağ taraf). 1 Aralık 2020 ETH 2.0 başlangıcına göre revize edildi. Kaynak: ethhub.io

ETH işlem ücretleri…

Bu arada hemen şunu da belirtmekte fayda var. Madenciler sadece yeni yaratılan ETH’lerden para kazanmıyorlar. ETH üzerinde yapılan işlemlerden de pay alıyorlar. Üstelik bu işlemler, Bitcoin gibi basit para transferlerinden öte, Akıllı Kontratlar’ın karmaşık işlemlerini gerçekleştirmek olduğu için sisteme getirdiği yük çok farklı olabiliyor. Bu da işlem ücretlerinin değişkenlik göstermesine sonucunu doğuruyor. Peki ücret nasıl belirleniyor?

Ethereum sisteminde genelde ücrete madenciler karar veriyor. Bir nevi müzayede sistemi ile yüksek ücret ödeyenlere öncelik veriyorlar, düşük ücretlileri ise geriye atıyorlar.

Son zamanlarda özellikle Ethereum üzerine kurulan DeFi (Merkeziyetsiz Finans) uygulamalarının yoğun kullanımı nedeniyle fiyatlar çok artmıştı. Vitalik bu konuda madencilerin haksız rekabet uyguladıklarını düşünüyor. Hatta düşünmenin de ötesinde, daha 2019 yılının Nisan ayında Ethereum üzerinde EIP (Ethereum Improvement Proposal – Ethereum İyileştirme Önerisi) diye nitelen yeni bir değişiklik önerisinde bile bulundu.

EIP 1559 olarak da adlandırılan bu öneri ile, yapılan işlemlerden alınacak olan komisyon madencilere verilmek yerine “yakılacak”. Vitalik, yakılacak rakamın şu anki DeFi sonrası oluşan yoğun işlem rakamlarının devam etmesi durumunda, yıllık yaklaşık bir milyon ETH’yi bulmasını bekliyor. Aralık başı itibariyle Ethereum üzerinde 11 aylık toplam 490 milyon USD işlem ücreti ödendiğini düşünürsek, bu tahmin tutacak gibi görünüyor. (Bu arada 2019 yılında işlemlere ödenen toplam ücretin 35 milyon ABD Doları olduğunu da belirtelim).

Bu öneri sayesinde, işlem komisyonlarını tahmin edememekten dolayı ödenen fahiş ücretlerin önüne geçilmesi isteniyor. Ücret, ağın sıkışlığına göre artacak ya da azalacak, ancak bu artış azalış nispeten daha tahmin edilebilir olacak. Bu sayede, elektronik cüzdanlarda işlem yapıldığında yaşanan “ne kadar ödeme yapacağım” belirsizliği de büyük ölçüde ortadan kalkacak.

Peki madenciler nasıl para kazanacaklar bu durumda? Yukarıdaki baz ücretin üzerine, kullanıcıların madencilere ufak bir bahşiş vermesi planlanıyor. Eski sistemde olduğu gibi kullanıcı eğer işlemini hızlı gerçekleştirmek istiyorsa bahşişi yüksek tutacak. Bahşiş verilmemesi durumunda işlemin olmama ihtimali de var, o nedenle madencilere minimum da olsa bir ödeme gerekli gibi görünüyor - aynı Bitcoin ve Ethereum’un şu anki durumunda olduğu gibi.

EIP 1559 şu anda araştırma-geliştirme aşamasında. Toplululuk tarafından kabul görüp görmeyeceği kesin değil. Tahmini olarak 12-18 ay arasında bir sürede işler hale gelmesi planlanıyor. Ancak, bu daha hızlı da gerçekleşebilir - zira Ethereum içinde bu iş ile uğraşan geliştiricilere çabuk bitirmeleri için bir bağış fonu çıkarıldı, şu ana kadar 118 bin ABD Doları para toplandı. Bu arada hemen belirtelim, EIP 1559 geliştirmesi hem ETH 1.0 hem de ETH 2.0 için yapılıyor, dolayısıyla ETH 2.0’a geçiş bu iyileştirmeyi etkilenmeyecek gibi görünüyor.

Öte yandan, Ethereum üzerinde çalışılan bir başka insiyatif ise, işlemlerin blokzincir yerine üst seviye (Layer 2) zincir dışında bir araya getirilip, sonrasında zincire yazılması. Her bir işlem ücretini ciddi şekilde azaltabilecek bu gelişme için çalışan pek çok girişim var. Hangi girişim ön plana çıkacak birlikte göreceğiz.

Net etki nasıl olur?

Eğer Vitalik’in bahsettiği değişiklikler olursa, ETH 2.0 geldiğinde, ödül olarak 500 bin ETH yaratılacak, ama bir yandan da bir milyona yakın ETH yakılacak. Bu tedavüldeki ETH sayısının net olarak 500 bin adet azalması demek. Vitalik’in göre, “eğer sıfır para basımına ‘sağlam (sound) para’ denirse, negatif para basımı süpersonik anlamına gelir

ETH 1.0, en az bir yıl daha devam edecek. Bu süre içinde ETH 2.0’da parasını rehin etmiş olanlara ödül verilmeye devam edecek. EIP 1559 ise iyimser ihtimalle 2021 yılının sonlarına doğru işlerlik kazanabilir. Bir tahminde bulunursak, 2021 yılında hem ETH 1.0 ödülleri hem de ETH 2.0 ödüllerinin devamından dolayı yeni ETH arzında az da olsa bir artış öngörebiliriz. Sonrasında ise 2022 yılında hem ETH 2.0’nin hem de EIP 1559’un girmesi toplam tedavüldeki ETH’yi yavaş yavaş azaltmaya başlayacak. Bu zamanlama ve miktar öngörülerinin tutması durumundaki tablo aşağıdaki gibi olacak:

eth_tahmini_arz

 

Sonuç

Ethereum için arzın azaltılması önemli bir konu olmakla beraber daha kritik olan nokta, talebin ne şekilde gelişeceği. Eğer ETH’ye talep olmaz ise, bu arzın kısıtlanmasının çok da önemi yok.

Bitcoin için baktığınızda, kısıtlı arz ile birlikte artan talebin fiyatı artırdığını görüyorüz. Bu talep artışının en önemi nedeni, Bitcoin’in ana fonksiyonu olan değer saklama aracı olmak konusunda yıllar geçtikçe kendini kanıtlaması, insanların mevcut itibari para sistemine inançlarının zayıflaması ve Bitcoin’i sansürlenemez bir sistem olarak güvenli bulması geliyor.

Ethereum için talep argümanları farkı olmalı, zira Ethereum’un kendi parası ETH’nin BTC gibi değer saklama amacı yok. Dolayısı ile ETH’ye olan talebi, Ethereum sisteminin kullanım oranı belirleyecek. 2020 yılı ortalarında merkeziyetsiz finans alanındaki hemen hemen her uygulamanın Ethereum üzerinde yapılması bu sisteme olan talebi, dolayısıyla ETH fiyatını olumlu şekilde etkiledi. Bundan sonra talebi etkileyecek olan Ethereum geliştiricilerinin yapacakları teknik gelişmeler ile yeni çıkacak uygulamaların ihtiyaçları karşılayıp karşılamayacağı olacak.

Kaynaklar: Yazı içinde kullanılan her bir kaynağa, ilgili yerde bulunan linkten ulaşabilirsiniz. Konu ile ilgili teknik olarak yazılmış ayrıntılı bir rapor için Messari sitesindeki ETH 2.0 Primer‘e de göz atabilirsiniz. Bunun yanında EIP 1559 ile ilgili olarak Columbia Universitesi’nden Tim Rough Garden’in yazdığı şu araştırma makalesine (pdf) göz atabilirsiniz


Not 1: Bu yazı ilk olarak 8 Aralık 2020’de BTCHaber.com‘da yayınlandı

Not 2: Tüm yazılara Yazılar sekmesinden ulaşabilirsiniz

Genel not: Bu ve diğer yazılarımızın hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Özellikle DeFi yani merkeziyetsiz finans sektörünün denetime tabi olmamasından dolayı klasik piyasalara göre çok daha riskli olabileceğini göz önünde bulundurun.