Bu yazımızda 2023 yılının bize neler getirebileceğinden bahsedeceğiz.

Geçtiğimiz yılın son yazısında 2022 yılında yaşadığımız olumsuz olayları tekrar hatırlamış, yatırım tarafında işlerin tatsız olmasına rağmen, teknolojik alanda pek çok gelişmenin olduğundan bahsetmiştik. Şimdi gelin önce kısa vadede yeni girdiğimiz yılda neler yaşanabilir onu tahmin etmeye çalışalım, sonra da uzun vadede bizi heyecanlandıran gelişmelere değinelim.

Önümüzdeki yıldan beklentiler neler?

2022 yılına damgasını vuran olay, merkezi yapılar tarafından hesapsızca kullanılan kredilerin yol açtığı balonun patlaması oldu. Balonun merkezinde olan UST-3AC-FTX yalan zincirinin piyasalardaki domino etkisi 2023 yılında da devam edebilir. Burada en büyük sorun, kriz yaşayan bu kurumların birer kapalı kutu olmaları nedeniyle riskin büyüklüğünü tam olarak göremememiz. Krizde ilk ‘patlayan’ UST oldu, çünkü bir blokzincir ağı olarak ne yaptıkları ‘göreceli’ en şeffaf olan onlardı ve alınan riskin büyüklüğü erken anlaşıldı. Bunu rağmen kriz sırasında rezervlerinde duran BTC’lerin nasıl kullanıldığı ile ilgili ‘karanlık noktalar’ vardı. Dolayısıyla aslında onların da ‘merkeziyetsiz görünümlü merkezi yapılar’ olduklarını sonradan görüldü.

Şu an için en büyük soru işareti Grayscale Trust (GBTC)‘in de sahibi olan Digital Currency Group’un (DCG) içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulup kurtulamayacağı. Domino taşlarında son durum DCG’nin iştiraki olan Genesis’e 1.7 milyar ABD Doları, Genesis’in de Gemini Earn’e 900 milyon ABD Doları borcu olduğu, Gemini’nin de bu para ödenmediği için 340.000 müşterisinin mevduatını dondurduğu. 1

Makroekonomik beklentiler

2022 yılında, kripto piyasalarının makro ekonomik gelişmelerden fazlaca etkilendiğini gördük. Bu durum, önümüzdeki yıl özellikle kısa vadede devam edebilir. Nedir makro olarak beklentiler? Fed’in, faiz artırımlarında artık sonlara yaklaştığı, sert bir yavaşlama hatta resesyon kaygılarının başlamasıyla birlikte geri adım atmaya eğilimli olacağı düşünülüyor. Bu beklentinin gerçekleşmesi durumunda piyasalara girebilecek likidite kripto alanına da olumlu bir şekilde yansıyabilir. Karşı görüş olarak, ‘ABD’de işsizlik oranları düşük seviyelerde kaldıkça FED parasal daralmaya devam edecek’ şeklinde düşünenler de var. Böyle bir durumda piyasalar bir süre daha likiditeye hasret kalabilir.

Merkeziyetsiz finansının büyümesini, bu tip makro gelişmelerden ayrıştıracak bir değişimin olması kısa vadede zor. Bunun temel nedeni de bu alanın hâlâ spekülatif olması. Bu nedenle bu alanda kısa vadede ‘blue chip’ dediğimiz kendini kanıtlamış belirli bir geçmişi olan projeler yatırımcıların gözdesi olacak.

Uzun vadede ise kripto dünyasının finansal piyasalardan ayrışıyor ve kendi yolunu çiziyor olması oldukça önemli. Bunun yolu da ancak ve ancak Web3’ün daha geniş kesimlerce benimsenmesi ve kullanımından geçiyor. Bunu sağlayabilecek kısa vadeli gelişmelere bakalım öncelikle.

Regülasyonlar

Önümüzdeki dönemde bu dünyayı etkileyecek bir numaralı etken regülasyonlar olacak. Kripto dünyasına regülasyonların gelmesi neredeyse kesin gibi. Pek çok piyasa oyuncusu bunu bir kabus senaryosu olarak görse de ben aynı fikirde değilim. Konu, regülasyonun gelip gelmemesi değil, ne şekilde geleceği olmalı. Burada da önemli olan ‘müşterinin parasını emanet alıp almama’ kriteri. Geçtiğimiz yıl yaşanan krizlerin temel nedeni merkezi kredi verme kurumlarının müşterilerinin paralarını riski hesap etmeden başkalarına kullandırmaları ya da FTX’in yaptığı gibi müşterilerin paralarına pervasızca dokunmaları idi. Bu kurumların regülasyona tabi olmaları gerek.

Buradaki sıkıntı, kanun koyucuların nerede duracakları. Zira, merkeziyetsiz finansın müşteri parasına dokunmadığı, zaten blokzincir teknolojisinin temel değer önerisinin kullanıcıya ‘dijital varlığına tam sahip olma hakkı vermesi’ olduğu unutulmamalı. Merkeziyetsiz finansa getirilebilecek regülasyon uygulanabilirlik açısından etkisiz kalabilir. Üstelik finansal piyasaları bir üst lige taşıyacak büyük bir teknolojinin erken aşamada önünü keserek ülkelerin global yarışta geri kalmasına neden olabilir.

Regülasyonların uygulanmaya başladığı noktada merkeziyetsiz finansın geniş kitlelerce kullanımının önündeki en büyük engellerden biri kalkmış olur. Zira regülasyon, hem bu alana ilgi duyan ama girmeye korkan küçük yatırımcıları hem de düzenleme eksikliği nedeniyle buraya uzak duran finansal kurumları Web3 dünyasına çekmek için önemli bir katalizör olacak.

Ölçeklenme problemleri

2021 yılında yaşanan yoğun talep sonrası özellikle Ethereum sisteminde ortaya çıkan yüksek işlem ücretleri herkesin gözünü korkutmuştu. Bir sonraki boğada benzer sorunların yaşanmaması için hem Ethereum geliştiricileri hem de diğer geliştiriciler harıl harıl çalışmaya devam ediyorlar.

Ethereum tarafındaki gelişmeler, her zamanki gibi yavaş olduğu için önümüzdeki seneye yetişemeyebilir. Ethereum üzerine kurulu ikinci seviye çözümler bu alanda bayrağı ellerine almış durumdalar. Bu yıl özellikle zk (zero-knowledge) çözümlerin göz önünde olacağını söylemek kahinlik olmaz sanırım.

Aynı zamanda, blokzincirler arası geçişi kolaylaştıracak ve darboğazların olduğu yerlerde ölçeklenme sağlayarak sıkışıklıkları aşmada yardımcı olacak ‘modüler blokzincir’ çözümleri önümüzdeki yıl gündemi işgal edecek.

Bizi asıl heyecanlandıracak gelişmeler daha uzun vadede gelecek

Makro ekonomik gelişmeler sonucu likiditenin artması, regülasyonun gelmesi ve yeni yatırımcıların girmesi piyasalara kısa vadede olumlu yansıyabilir. Öte yandan, geçmiş krizlerin etkilerinin devam etmesi ya da likiditenin gelmemesinin piyasayı kısa vadede olumsuz etkilemesi de olasılık dahilinde.

lightning
Image by María Herrera from Pixabay

Yine de, uzun vadeli olarak baktığımızda Web3 teknolojilerinin sürekli gelişim göstermesi ve yavaş yavaş topluluklar ile buluşuyor olması asıl heyecan verici olan. ‘Kişinin dijital dünyada tam egemenlik’ sahibi olması mevcut sistemi temelden değiştirecek ve yeni bir ‘kullanıcı ekonomisi’ yaratacak bir devrim. Geniş kitlelerin bunu anlaması zaman alacak olsa da kaçınılmaz bir yol bu.

Burada en kritik noktayı bir kez daha hatırlatalım: Bu yolda ilerlemenin temel koşulunun ‘merkeziyetsizlik’ olduğu unutulmamalı; bu prensip Web3 alanında çalışan girişimlerin ‘kutup yıldızı’ olmalı.

Bu teknolojik devrimin farklı yönlerde atılacak pek çok adımı var. Bunlardan nispeten orta vadede gerçekleşebilecek birkaç tanesinden de hızlıca bahsedelim şimdi.

DeFi’den gerçek değer üreten girişimlerin çıkması

Yukarıda da değindiğimiz gibi, DeFi şu an ağırlıklı olarak spekülatif olarak yapılan kriptopara işlemlerine hizmet ediyor. Bu aslına bakarsınız her teknolojinin ortaya çıkışında yaşanan bir durum. Vaatler ve vizyonlar paranın buraya akmasına neden oldu, kredili işlemler ile birlikte spekülasyonlar da token değerlerinde artışı getirdi. Sonrasında sular durulmaya başladı. Şimdi sıra müşteriye değer katacak ürünlerin ön plana çıkmasında. Bu da belki hemen kısa vadede olmayacak ama orta vade için kritik. Bunun için de aşağıda sıraladığımız aşamalardan geçmek gerekiyor.

Kullanıcı arayüzleri ve geleneksel ile DeFi’nin kucaklaşması

Regülasyon sonrasında hızlıca halledilebilecek sorun, bir altyapı olan merkeziyetsiz finansı son kullanıcı ile buluşturacak ara yüzlerin ve kullanıcı dostu uygulamaların gelmesi olacak. Maalesef şu anki kullanıcı ara yüzleri içler acısı denecek kadar karmaşık. Bu alanda çalışan DeFi uygulamaları önümüzdeki dönemde hem yatırımcı hem de kullanıcı tarafında büyük ilgi görecek.

Burada, ‘DeFi’nin arkada Fintech’in önde’ olduğu hibrit sistemler bir yol. Bir başka yol ise, kripto dünyasının tam sahiplik özelliğini kullanmakta zorluk çeken (hatta korkan) kişilere hizmet verecek merkezi yapılar olabilir. Burada müşteri tarafında belirli bir güven sağlamış olan banka benzeri geleneksel finans oyuncularının önemli bir avantajı bulunduğunu da hemen ekleyelim.

Bu alanda bir başka heyecan verici gelişme özellikle merkeziyetsiz sistemlerin temel alanı olan Ethereum üzerindeki cüzdanların daha güvenli ve fonksiyonlu hale gelmesini sağlayacak olan account abstraction yeniliği olacak. Bu yenilik hem yeni kullanıcıların ekosisteme kazandırılması hem de mevcut kullanıcıların güvenle hareket edebilmesi için çok ama çok kritik.

Regülasyon ile ön plana çıkan mahremiyet

Regülasyon ile birlikte önümüzdeki dönemin en önemli konularından biri kullanıcıların mahremiyetinin korunması ve dijital kimlikler olacak. Bu alanda özellikle zk (zero-knowledge) çözümleri işlemlerin hem hızlı hem de daha mahrem bir şekilde gerçekleşmesi için ön plana çıkacak. Bu alanda yapılan çalışmalar gerçekten heyecan verici.

Ekosistem oyuncularının birbirini beslemesi

Bunun ötesinde başta merkeziyetsiz finans olmak üzere tüm Web3 ekosistemi (ki bunların şu ana kadar ön plana çıkanlarının NFT’ler, DAO’lar olduğunu belirtelim) yoğun bir geliştirme sürecinde ve birinde yaşanacak büyüme diğer bütün aktörlerdeki büyümeyi besleyecek. Bu arada, bu alanda önümüzdeki dönemde sosyal medya, dijital kimlik ve onarıcı finans gibi konular yavaş yavaş daha fazla gündeme gelecek.

Sonuç

Zorluklarla geçen 2022 yılının artçı sarsıntılarının önümüzdeki yılın ortalarına kadar süreceğini düşünen ciddi bir kitle mevcut. Makro ekonomik gelişmeler bize 2023 yılının ortalarından itibaren piyasaya likidite girmesinin henüz hâlâ spekülasyon ile dönen Web3 dünyasına olumlu bir hava getirebileceğini gösteriyor.

Web3 için gerçek büyüme teknolojinin gelişmesi ve geniş kitlelerce kullanılması ile olacak. Bu da öyle birkaç ayda değil ancak uzun vadede gerçekleşecek. DeFi henüz yeni bir alan. Son bir yılda olanlar ya da önümüzdeki altı aydaki olası negatif gelişmeler sizi yıldırmasın. Burada finans sistemine temelden alternatif olabilecek, kullanıcıya yepyeni opsiyonlar yaratabilecek bir dünyanın kuruluşundan bahsediyoruz. Bu süreç bir-iki yıl değil, beş-on-yirmili yıllara yayılacak. Henüz yolun başında olduğumuz için kendimizi şanslı saymalıyız, zira tarihi bir sürece hep birlikte tanıklık ediyoruz. Tanıklık etmenin ötesinde, süreci şekillendirme, katkı verme ve gelişiminden faydalanabilme fırsatına sahibiz.

Web 3 dünyasına uzun vadeli bakanlar için umut verecek pek çok neden var, yeter ki odağımız kısa vadeli yatırım değil gerçek bir teknolojik devrimi yakalamak olsun.


Not 1: Bu yazı ilk olarak 6 Ocak 2023’de BTCHaber.com’da yayınlandı

Not 2: Tüm yazılara Yazılar sekmesinden ulaşabilirsiniz

Genel not: Bu ve diğer yazılarımızın hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Özellikle DeFi yani merkeziyetsiz finans sektörünün denetime tabi olmamasından dolayı klasik piyasalara göre çok daha riskli olabileceğini göz önünde bulundurun.

  1. Rakamlar Gemini sahibi Winklewoss Kardeşlerden Cameron’un DCG’nin CEO’su Barry Silbert’e yazdığı açık mektuptan alıntıdır. Barry Silbert DCG’nin Genesis’e bu kadar borcu olmadığını iddia ediyor yazdığı cevap tweetinde. Kapalı yapılar olunca böyle ‘ikinci el’ kaynaklardan haber almak zorunda kalıyoruz maalesef.