DeFi’nin klasik finansa göre farklılıklarından bahsettiğimiz dizimizin bu bölümünde finansal erişimden bahsedeceğiz

Aslına bakarsanız finansal erişim konusunun kökeni, blokzincirin ilk başarılı uygulaması diyebileceğimiz Bitcoin’e kadar dayanıyor.

Açık blokzircirler..

Bitcoin’in en kritik farklılıklarından biri herkesin erişimine açık olması. Tam olarak ne demek bu? Dileyen herkesin sistemi işletmek ya da kullanmak istediğinde bunu kimseye sormadan ya da herhangi bir otoriteden izin almadan yapabilmesi. Bu nedenle blokzincirler kendi aralarında sınıflandırılırken Bitcoin ya da Ethereum gibi zinciler açık ya da ‘izin gerektirmeyen’ kategorisine sokulurlar.

Peki ya klasik finans?

Gelin bir de klasik finansa bakalım. Kişilerin diledikleri gibi klasik finansı kullanabildiklerini söylemek gerçekten çok güç. Zira, klasik finansa erişim için birkaç gereksinim var.

diamonds
Image by Dean Moriarty from Pixabay

Bunlardan birinci ve en önemlisi, kişilerin yaşadıkları coğrafyada finansal hizmetlerin sunuluyor olması. Bu durum bizim gibi göreceli gelişmiş ülkelerde önemsiz bir ayrıntı gibi görünmese de, özellikle Afrika kıtası olmak üzere dünyanın hatırı sayılır bir kesiminde ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bir diğer sıkıntı ise finansal hizmetlerin sunulduğu bölgelerde kişilerin buna erişimi olmaması konusu. Bunun nedenleri arasında, kişilerin finansal geçmişleri olmaması ya da bu geçmişin çeşitli sebepler ile finansal kurumlar tarafından yetersiz görülmesi sayılabilir. Burada kişisel bir deneyim ile konuyu örneklendirelim. Üniversiteyi sonrası dört yıllık iş tecrübesi edinip yüksek lisans için ABD’ye yerleştiğimde ilk kredi kartını alabilmek için altı aydan fazla çaba gösterdiğimi hatırlıyorum. Bu çabanın sonunda edinebildiğim kredi kartının limitinin Türkiye’deki kartım için verilenin 20’de biri olduğunu da ekleyeyim.

Merkeziyetsiz Finans ne öneriyor?

Bitcoin tamamen dijital olmasının yanında asıl kritik olan ‘sansürlenememe’ özelliğini ekleyerek bu alanda isteyen herkesin kullanımına açık bir ürün sundu kullanıcılara.

Merkeziyetsiz finans hareketi de çıkış noktası olan Bitcoin’in bu özelliğini devam ettiriyor. Kişilerin merkeziyetsiz finansı kullanması için gerekli olan tek araç, kendilerine ait bir elektronik cüzdan ve bu cüzdanda dijital varlık bulunması. Bunun ötesinde DeFi ürünleri, kullanıcının nereden geldiğine ya da kim olduğuna bakmaz.

Kullanıcının finansal geçmişinin bilinmemesi, DeFi için belli dezavantajlar da getiriyor. Klasik finans kurumları, hizmet verdikleri kullanıcının finansal geçmişlerine bakarak, onlara kredilendirme dahil riskli ürünleri sunabilme imkanına sahipler. DeFi ise, kulanıcının geçmişi ve kullanım alışkanlığı konusunda herhangi bir fikre sahip olmadığı için kullandırdığı herhangi bir kredi benzeri finansal hizmetin yaratacağı riskten çok daha fazlasını teminat olarak almak zorunda. İngilizce’de over-collateralization olarak bilinen bu fazla teminat alma durumu DeFi için aslında ciddi bir ayak bağı. DeFi’nin önümüzdeki dönemde bu durumu aşmak neler yapacak, hep birlikte göreceğiz.

Öte yandan müşterilerin kim olduğunun bilinmemesinin kanuni denetçiler açısından ciddi çekinceler yarattığını belirtmek gerek. Bu nedenle, DeFi ürünlerinin özellikle kurumsal yatırımcılar tarafından kullanılmasını neredeyse imkansız hale getiriyor. Bu durumun farkında olan kimi DeFi ürünlerinin ise, kullanıcılarının KYC yani müşterini tanı denetimlerinden geçmiş olduğu özel havuzlar yaratarak, kurumsal yatırımcıları kendilerine çekmek istediğini görüyoruz. Özelikle kredi kullandırma protokolleri Compound ve Aave’nin bu alanda yaptıkları çalışmalar dikkat çekici.

Yazı dizimize bir başka DeFi özelliği olan hızlı geliştirme ile devam edeceğiz.


Not 1: Bu yazı ilk olarak 6 Kasım 2021’de BlockchainIST Center‘da yayınlandı

Not 2: Tüm yazılara Yazılar sekmesinden ulaşabilirsiniz

Genel not: Bu ve diğer yazılarımızın hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Özellikle DeFi yani merkeziyetsiz finans sektörünün denetime tabi olmamasından dolayı klasik piyasalara göre çok daha riskli olabileceğini göz önünde bulundurun.