Geçtiğimiz yazıda, DeFi’nin kurumsal yatırımcılar ile buluşması adına yaşanan iki gelişmeden bahsetmiştik. Bu iki gelişmeyi kısaca hatırlarsak,

  • Coinbase ve Compound, kurumsal yatırımcıların DeFi alanında USDC olarak borç verecekleri (bir nevi mevduat yapacakları) yıllık %4 sabit faiz veren bir ürün çıkardıklarını açıkladı. (Ayrı ayrı açıklansa da, Coinbase’in Compound’un yatırımcısı olması nedeniyle bu iki haberin ilişkili olması ihtimali yüksek)
  • Compound’un en büyük rakibi olan Aave ise, kurumsal yatırımcılar için Aave Pro isimli yeni bir DeFi havuzu kuracağını açıkladı.

DeFi kurumsallar ile nasıl buluşacak?

Öncelikle kısa kısa Compound ve AavePro ürünlerine bakalım. Compound, yaptığı bir açıklama ile ‘Compound Treasury’ adını verdiği ürününü tanıttı. Detaylar kısaca şöyle:

  • Ana işi kripto olmayan işyerleri, Compound Treasury hesabına ABD Doları yollayıp, sonrasında USDC üzerinden yıllık %4 sabit faiz kazanabilecekler.
  • Minimum konacak para miktarının düşük, maksimum tavanın olmadığı, herhangi bir vade içermeyen, para yatırma ve çekmenin 24 saat içinde gerçekleşeceği bir sistem.
  • Müşteriler, Fireblocks üzerinden ‘müşterini tanı’ (İngilizce’de Know-Your-Customer ‘KYC’) prosedürlerine tabi olacaklar; anahtar yönetimi, kriptopara satın alımı gibi kompleks işlemler ile uğraşmayacaklar; istediklerinde ya da aylık olarak denetlenmiş raporlara ulaşabilecekler.

Aave ise bir mektup yayınlayarak Temmuz ayı içinde AavePro hizmetini lanse edeceğini açıkladı. Ürünün temel özellikleri şu şekilde:

  • Fireblocks tarafından KYC’den geçirilerek temize çıkan işyerleri (İngilizce’de ‘Whitelisting’), Aave’nin onlar için yarattığı ‘özel’ havuzlara ulaşabilecekler
  • Fireblocks aynı zamanda bu müşterilere itibari paradan kriptoparaya geçiş, saklama, anahtar yönetimi gibi kriptoya atlama (İngilizce’de ‘on-boarding’) hizmetleri ile birlikte kara para aklama (İngilizce’de Anti Money Laundering ‘AML’) prosedürlerine uyum hizmeti de verecek
  • İlk aşamada, BTC, ETH, USDC ve Aave olmak üzere dört temel ürün sunacaklar. (Bu dört kriptoparanın yatırımcıların en çok talep ettiği ürünler olduğunu belirtmişler. İlk üçü için doğru, sonuncuyu da ‘arada kaynar’ diye düşünüp sona eklemişler herhalde 😉)
  • AavePro’nun yönetimi merkeziyetsiz olarak Aave token sahipleri tarafından gerçekleştirilecek.

Gördüğünüz gibi, her iki ürün de aslında birbirlerine çok benziyorlar. Detayları tam olarak bilemesek de, her iki kurum da Fireblocks ile çalışıyor. Fireblocks özünde saklama ve kriptoya geçiş (on-boarding) hizmeti veren bir ‘aracı’. Özellikle, bu alana yeni girmek isteyen kurumsal yatırımcıları, hem karmaşık kripto yönetim işlerinden kurtaran hem de regülasyonlar ile uyumlu işlem yapmasına yardımcı olan bir hizmet sağlayıcı.

rocks
Image by Devanath from Pixabay

Sorular, sorular…

Zaman içinde konunun detayları da ortaya çıkacak mutlaka. Şimdiden aklımıza takılan soruları da teker teker şuraya bırakalım:

  • AavePro’nun kurumsal yatırımcılara ‘özel bir havuz’ kuruyor olması ilginç. Bu havuzun diğer havuzlar ile bir bağlantısı olacak mı? Yoksa bireysel yatırımcılar KYC’nin olmadığı halk plajında deve güreşi yaparken, kurumsallar ‘özel kapalı havuzda’ kokteyllerini mi yudumluyor olacaklar?
  • Bu ürün, merkeziyetsiz, isteyen herkesin katılabildiği (İngilizce’de ‘permissionless’) DeFi ürünlerinden sayılabilir mi? Yoksa, ‘hafta sonundan kalan etlerin sonraki günlerde sosa batırılarak servis edildiği’ lokantalarda olduğu gibi, merkezi bir ürün ‘ama yönetim merkeziyetsiz olacak’ sosuyla piyasaya merkeziyetsiz olarak mı lanse edilecek?
  • Kurumların bireylere göre daha fazla kaynağı olduğu düşünüldüğünde acaba DeFi, bu potansiyeli değerlendirmek adına, eski ‘asi’ yapısından uzaklaşıp, klasik finansın bir türevi haline mi gelecek? Acaba kanuni otoriteler, DeFi protokollerine ‘kurumlara verdiğiniz bu hizmet ve kısıtlamaları gelin şimdi bireylere de aynı şekilde uygulayın’ şeklinde bir baskı uygulayacaklar mı?

Yorumlar

DeFi, klasik finansın eski, sınırlayıcı ve bürokratik yapısını aşabilmek için en temelden farklı bir şekilde yapılanmıştı. Bu yapılanma sonucunda, klasik finans ve DeFi olarak iki apayrı dünya oluşmuştu. Şimdi bu iki dünyanın yavaş yavaş yakınlaşmaya başladığını görüyoruz. Compound Treasury ve AavePro ürünleri de bu iki dünyanın bir karışımı ‘hibrit’ bir ürün. Başlangıçta hep ‘klasik dünyanın oyuncuları DeFi ürünleri sunabilecek mi?’ diye sorgulardık, ancak görünen o ki DeFi oyuncuları çevik yapılarını kullanarak daha önce davranıp klasik tarafa yanaşmaya başladılar.

Yakınlaşmanın temel nedeni, müşterilerin farklı ihtiyaçlarını karşılama arzusu. Bireylerin ve kurumların ihtiyaç, arzu ve hareket alanları kısıtlı.

Şahsen, bu iki ürünü, DeFi’nin geniş kesimlere yaygınlaşması açısından olumlu bir adım olarak görüyorum. Özellikle yukarıdaki sorulardan sonuncusu olan ‘DeFi, başlangıç ideallerinden uzaklaşıyor mu?’ kaygısının ise yersiz olduğuna inanıyorum. İstek ve ihtiyaç oldukça DeFi ürünleri bu ihtiyaca cevap verecek. Eğer bireyler daha özgür yapılar istiyorlarsa, DeFi protokolleri onlara bu hizmeti sunacak. Kanuni baskılar olursa? O zaman, DAO benzeri merkeziyetsiz yönetim ile herhangi bir coğrafi sınırlamaya tabi olmayan, gerekirse isimsiz kurucular ile ortaya çıkacak (ki zaten var bunlardan) yapılar, Aave ile Compound’un yerini alacak. Bunu yapmak o kadar basit ki. DeFi’nin gücü de buradan geliyor zaten.


Not 1: Bu yazı ilk olarak 20 Temmuz 2021’de BTCHaber.com‘da yayınlandı

Not 2: Tüm yazılara Yazılar sekmesinden ulaşabilirsiniz

Genel not: Bu ve diğer yazılarımızın hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Özellikle DeFi yani merkeziyetsiz finans sektörünün denetime tabi olmamasından dolayı klasik piyasalara göre çok daha riskli olabileceğini göz önünde bulundurun.