Bu yazımızda Web3’ün bize sunmayı vadettiği ilginç kullanım alanlarından bilgi paylaşımı alanında kurulu Golden Protocol’e bakacağız.

Bilgi çağında yaşadığımız şu günlerde, biz bireylerin en büyük problemlerinden biri bilgiye ulaşım. Yanlış anlaşılmasın lütfen, konu bilgi eksikliği değil aslında, asıl büyük problemimiz bilgi kirliliği içinde ‘doğru’ bilgiye ulaşabilme.

Doğru bilgiye nasıl ulaşılır?

Doğru bilgiyi kitlelere ulaştırma sürecine baktığımızda üç aşama olduğunu görüyoruz; i) bilginin kişi(ler) tarafından paylaşımı, ii) bu bilginin tarafsız kişiler tarafından doğrulanması (onaylanması) ve en sonunda da iii) bu bilginin geniş kitlelere sunumu ve keşfedilmesi.

Ne tip aracılar var ve ne gibi sıkıntılarla karşılaşıyorlar?

Bilgiye ulaşmak için kullanılan aracılara baktığımızda ise başka alanlardaki benzer aracıların yaşadığı sıkıntıların burada da olduğunu görüyoruz. Aracıların pek çoğu merkezi kurumlar oldukları için yukarıda bahsettiğimiz üç aşamada da yetersiz kalıyorlar. Bilgiye ulaşım oldukça efor isteyen ve masraflı bir iş, bilginin doğrulanması ise ayrı bir sorun. Özellikle ‘doğru’ bilgi kavramı başlı başına bir dert; günümüzde en prestijli olarak bilinen kurumlar bile ‘sahibinin sesi’ yaftalaması ile ‘birilerinin etkisi altında’ oldukları iması altında yaşamak zorundalar. Bilginin dağıtılması ve kitlelerce keşfedilmesinde ise, ‘kim daha çok bağırırsa onun sesi duyulur’ diye tanımlayabileceğimiz finansal yapı ve dağıtım kanalı olarak daha güçlü olanın ön plana çıktığı bir dünyadayız. Bir taraftan da, bilgiye ulaşılsa bile standart bir veri yapısı ve düzeni olmaması bilginin işlenmesi konusunda da problemler yaratmaya başladı.

Yukarıda saydığımız sıkıntıların sonucu eskinin bilgi kaynağı olan merkezi kurumların yerlerini - özellikle sosyal medya aracılığıyla - bireylerin almaya başladığı bir dünyaya doğru yol alıyorduk ki, orada da bilgi kirliliğinin ve kitlesel manipülasyonun doruğa çıkması nedeniyle kendimizi adeta bir çöplüğün içinde bulduk.

Toplulukların oluşturduğu platform: Wikipedia

Merkezi kurumlar ya da bireysel efor dışında bilginin kitlelere doğru bir şekilde ulaşabilmesi konusunda üçüncü bir yol (belki de bu ikisinin hibrit bir karışımı) olarak, bireylerin topluluklar aracılığıyla oluşturdukları platformlar da var. Burada da ön plana çıkan araç hepimizin bildiği ve kullandığı Wikipedia oldu.

Wikipedia, toplulukların bilgi paylaşımına oldukça güzel bir örnek. İnce elenip sık dokunan konular, verilen referanslar, olabildiğince tarafsız bir yaklaşım. Peki mükemmel mi? Elbette değil. Nedir sorunları?

Öncelikle Wikipedia gönüllü bir oluşum. Bu nedenle sürekli bir maddi sıkıntı içinde (kurucusunun belirli aralıklarla yaptığı bağış çağrılarını Wikipedia’yı kullanan hemen hemen herkes görmüştür sanırım). Kendilerine sürdürülebilir bir ekonomik model yarattıklarını söylemek zor. Bunun yanında içerik konusunda bazı sıkıntıları var. Örneğin Atatürk konusundaki içerikten dolayı uzun süre Türkiye’den erişimleri engellendi. Bu da Türkiye’deki büyük bir kitlenin kendilerinden faydalanmasını imkansız hale getirdi. Ayrıca, Wikipedia’da bir madde olabilmek için belli bir saygınlık kriterini geçmek gerekiyor, bu da oldukça muğlak bir kriter. Öte yandan ufak (yaklaşık 500 kadar) bir içerik üreticisi topluluğu var. Bu durum oldukça küçük ve kimi zaman manipülasyona açık oldukları şeklinde eleştirilere neden oluyor. Bütün bunlar, Wikipedia’nın internet gibi dev bir bilgi deryası içinde çok ufak bir alanı kaplayabilmesine neden oluyor.

Web3 neler getirebilir?

İşte bu noktada, Web3 dünyası ile birlikte ortaya çıkan topluluklar yukarıda saydığımız sorunlara çözüm olabilir. Nasıl?

Merkeziyetsiz otonom yapılar diye adlandırdığımız Web3 dünyasının yeni oluşumları, eskinin şirket yapısının yerini alıyorlar. Bu yapılar temel olarak dijital dünyada teknik ve sosyal koordinasyonu sağlayarak toplulukların belli bir misyon etrafında birleşmesine olanak veriyorlar. Gönüllülük esasının ötesinde, yarattıkları token sistemleri sayesinde topluluk üyelerinin yaratılan ekonomiden pay almasını da sağlıyorlar.

Bir örnek: Golden Protocol

Bu alanda çalışan girişimlerden bir tanesi de Golden Protocol. Geçtiğimiz hafta içinde başta kriptonun büyük fonlarından olan a16z ve modern çağ düşünürlerinden olan Balaji Srinivasan gibi pek çok ünlü isimden topladığı 40 milyon ABD Doları haberlere düşen protokol, aslına bakarsanız 2019 yılında kurulmuş bir Web3 girişimi. Daha sonrasında çözmeye kalkıştıkları sorunun çaresinin toplulukta olduğunu görerek kendilerini Web3’e doğru evirmeye başlamışlar. Gelin öncelikle neyi, nasıl yapıyorlar kısaca ona bir göz atalım:

Golden protocol, merkeziyetsiz, izin gerektirmeyen ve doğru olduğu kabul edilmiş bilgileri standart bir şekilde bir araya toplamayı düşleyen bir platform. Bunu yaparken bilgi edinimi, bu bilginin teyidi ve paraya çevrilmesi konularında toplulukların gücünü kullanmayı hedefleyen bir girişim. Çok kaba tabiriyle, Wikipedia’nın çok daha büyüğü, Google’in kategorize edilmiş hali, ya da The Graph Protocol’un (blockchain üstü datayı endeksleme ve analiz etmeye yarayan platform) varlıklar için tasarlanmış bir karması gibi düşünmek mümkün.

Ne tip bir bilgiden bahsediyoruz?

Platform bilgiyi üçleme (ingilizcesi triplet) şeklinde tutuyor. Ne demek bu? Bilginin en atomik yani basit hali olarak üçlü bir tanım kullanıyor. Bir örnek versek? Örneğin ‘Kim neyin nesi’ sorusuna yanıt olarak ‘Elon Musk (kim), SpaceX (neyin) CEO’su (nesi)’ şeklinde üç farklı bilgiyi bağlama dizini. (Üçlemeler en temel bilgi toplama aracı ve yukarıda verdiğimiz örnek dışında daha pek çok çeşidi var). Daha sonra bu bilgiyi Elon Musk’ın diğer görevleri, SpaceX’in içinde bulunduğu sektör ve sahip olduğu ürünleri ile diğer bilgilere bağlıyor. Bu sayede, standardize edilmiş 10 milyardan fazla varlığın haritasını çıkarıp bu varlıklar ile ilgili gerçek kabul edilen bilgileri bir araya getiriyor.

network
Image by MJH Shikder from Pixabay

Sistem nasıl çalışıyor?

Sistemin çalışması aslında o kadar da karmaşık değil. Platformu kullanan üç aktör var. İçerik sağlayıcı (‘submitter’), onaylayıcı (‘validator’) ve müşteriler.

Sistemin temeli oyun teorisi esasına dayalı ve platformu kullanan bu aktörlerin belirli bir doğru etrafında birleşmesi esasına dayanıyor. Tokenler sayesinde doğru kullanım teşvik ediliyor ve yanlış bilgi sağlayanlar (ya da onaylayanlar) cezalandırılıyor. Müşteriler ise yaptıkları geri bildirimler ve dinamik fiyatlama ile doğrunun bulunmasına (ya da doğruya evrilmeye) katkıda bulunuyorlar. Yapılan tüm işlemler ve (ileride bir gün) oluşturulan tüm bilgiler blokzincir üzerinde tutuluyor.

Gelin oyunculara tek tek bakalım şimdi de:

İçerik sağlayıcılar

İçerik sağlayanlar, yukarıda bahsettiğimiz üçleme bilgisini sisteme giriyorlar. Yalnız burada önemli bir koşul var, o da bilgi girişi sırasında bir de protokol tokeni rehin etmek gerekiyor. İçerik sağlayıcı önerisi kabul edilirse ödül olarak token kazanıyor ve reputasyon puanı artıyor. Bunun tam tersi, eğer öneri kabul edilmez ise cezası var; rehin ettiği tokenleri kaybedebiliyor ve reputasyon puanı azalıyor. Her bir varlığın bir NFT’si oluyor ve kabul edilen öneri o NFT’ye ekleniyor (eğer varlığa ait bir NFT yoksa o zaman hemen bir NFT oluşturuluyor ve üçleme yeni NFT’nin ilk halkası oluyor). Bu NFT’ler müşterilerin bilgiyi kullanması durumunda gelirin içerik sağlayıcı ve onaylayıcılara dağılımını sağlıyorlar.

Onaylayıcılar

Platform tarafından rastgele seçilen onaylayıcılar, girilen içeriği onaylamadan önce belirli bir miktar tokeni rehin bırakmak zorundalar. Burada içeriğin onaylanması için bir uzlaşma olması gerekiyor. Aynı içerik üretiminde olduğu gibi burada da onaylayıcı genel konsensusa paralel yönde oy kullandıysa token kazanıp reputasyon puanını yükseltiyor. Eğer tersi yönde oy kullandı ise rehin verdiği tokenler yanıyor ve reputasyon kaybı yaşıyor.

Müşteriler

Müşterilerin ise golden tokeni satın alması sonrasında bu tokenleri yakarak kendilerine data kredisi yaratmaları bekleniyor. Müşteri oluşturduğu kredi ile içeriği telifli bir şekilde kullanma hakkına sahip. Burada müşterinin ödediği paranın %30’u protokole, kalan %70’i ise içerik üreticisi ve onaylayıcılarına gidiyor.

Bu arada şunu hemen belirtelim. Kurumsal müşterilerin kullanılan bilgi için ödeme yapacakları sistem bireysel kullanıcılar için ücretsiz olacak.

Geleceğe dönük sorular

Her ne kadar iki yıldan fazla bir süredir üzerinde çalışılıyor olsa da, Golden henüz tam anlamıyla son kullanıma hazır değil. Bir Web2 ürünü olarak başlayan proje yavaş yavaş Web3 projesine dönüşmeye çalışıyor. Ürün şu an için Ethereum öncesi deneysel olarak kullanılan Goerli testneti üzerinde çalışıyor ve 2023’ün ikinci çeyreğinde Ethereum için hazır hale getirilmesi planlanıyor. Her ne kadar 35 bin üyeli bir Discord grubu olsa da henüz bir merkeziyetsiz otonom organizasyon (DAO) haline gelmiş değil. Henüz bir token tablosu üretim ve dağıtım planı ortada yok ama ileride oluşturulacak tokenlerin %1’inin şu an projeyi aktif olarak kullananlara dağıtılacağı belirtilmiş.

Bunun yanında bilginin oluşturulması ve saklanması ile ilgili pek çok soru işareti var. Örneğin, girilen bilgi ile ilgili telif hakları NFT’lerin içinde olacak deniyor. Bunun nasıl olacağı muğlak (haklar NFT üzerinde mi yoksa DAO üzerinde mi olacak?). Öte yandan, bilginin satışından elde edilen gelirin neden %30’unun protokole gittiği de bir muamma. Malum, Apple’ın Play Store’dan aldığı komisyon oranı olan %30 rakamı zihinde ciddi bir Web2 tınısı uyandırıyor.

Yaratılan bilginin kurumsal bir alıcısı olacak mı, onu da bilemiyoruz. Benzer bir alanda olan Graph Protocol, bir milyar ABD Dolarına yakın bir değerlemeye sahip olsa da son on iki aylık geliri bir milyon ABD Dolarından daha az. Yine de, ileride şu andan hayal bile edemediğimiz ilginç kullanım alanları çıkması olası.

Sonuç

Bilginin paylaşımı, doğrulanması ve keşfedilmesi içinde yaşadığımız bilgi çağında maruz kaldığımız kirlilik nedeniyle hayati bir öneme sahip olmaya başladı. Elimizdeki araçlar şu aşamada yetersiz kalıyor. Bu durum, kullanıcıların aktif katılımını ekonomik teşvikler ile birlikte sürdürülebilir hale getiren Web3 dünyası için harika bir yeni kullanım alanı ortaya çıkarabilir. Golden Protocol bu anlamda ilginç bir model ortaya koyuyor. Önünde pek çok engel olduğu kesin, ama yine de dikkatle takip edilmeye değer bir girişim olarak görülüyor.


Not 1: Bu yazı ilk olarak 7 Ekim 2022’de BTCHaber.com‘da yayınlandı

Not 2: Tüm yazılara Yazılar sekmesinden ulaşabilirsiniz

Genel not: Bu ve diğer yazılarımızın hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Özellikle DeFi yani merkeziyetsiz finans sektörünün denetime tabi olmamasından dolayı klasik piyasalara göre çok daha riskli olabileceğini göz önünde bulundurun.