Ethereum’un geçmiş ve geleceğine bakacağımız yazı dizimizin bu bölümünde 2017-2020 yılı arası yaşanan kış döneminde yaşananlara değineceğiz.

Yazı dizimizin ilk bölümünde, Ethereum’un kuruluşu sonrası ilk yaşadığı büyük olay olan DAO Hack olayına ve bu olay sonrası topluluğun yaşadığı ayrılık konusuna değinmiştik.

2017 zirvesi sonrası yaşanan kış dönemi

Bu olay sonrasında, Ethereum için ikinci büyük gelişme, 2017 yılında yaşanan ICO furyası oldu. Ethereum ilk kurulurken, yatırımcılardan parayı BTC olarak toplamıştı. Sonrasında kurulan bütün blokzincir alternatifleri ya da Ethereum üzerine kurulması planlanan uygulamalar yatırımlarını ETH olarak topladılar. Zira bu çok daha pratik bir yol idi.

Farklı farklı vizyonlara sahip pek çok proje, 2017 yılı içinde görücüye çıktı. Eskinin teknoloji dünyasında yeni projelere sadece girişim sermayesi fonlarının girmesi mümkün iken, ICO’lar ile toplumun her kesiminin bu yatırımlara erken aşamada dahil edilmesi sağlandı. Bu da tahmin edilemez bir ilgi yarattı.

ethereum_2
Image by Satheesh Sankaran from Pixabay

ICO’lara girmek isteyen yatırımcılar, ödemeleri ETH ile yapacakları için, ETH’ye inanılmaz bir talep doğdu. Öyle ki, 2017 yılı başı 8 ABD Doları oları olan bir ETH’nin fiyatı sene sonunda 774 ABD Dolarına, bundan sadece iki hafta sonra 13 Ocak’ta 1448 ABD Dolarına çıktı.

Sonrasında ise piyasalarda yaşanan soğuma sonrası, 2020 yılının Mart ayına kadar süren bir kış sezonu başladı. 2017 yılında topladıkları ETH’leri, faaliyetlerini devam ettirebilmek için satmak zorunda kalan girişimler nedeniyle ETH’nin değeri Nisan 2020’de 117 ABD Dolarına kadar geriledi.

CryptoKitties olayı

Fiyat hareketlerinin ötesinde, Ethereum’un teknik olarak yaşadığı en ilginç olay, CrytpoKitties adı verilen bir oyun nedeni ile ağın sıkışması idi. CryptoKitties oyununu oynayan, farklı kedileri alıp satan, onları çiftleştirerek yeni yavrular üretenler bir noktada Ethereum ağındaki kapasitenin %25’ine kadar kullanıp, Aralık 2017 yılında ağın neredeyse durma noktasına gelmesine neden oldular.

Bu, Ethereum geliştiricilerinin yaşadığı ilk ölçeklenme problemi idi ve bir nevi sonraki dönemde yaşanacak sıkıntıların bir habercisi olarak değerlendirildi.

DeFi mania

2029 yılı Nisan ayına kadar yaşanan kış dönemi genel olarak kripto dünyasına yatırım yapanlar için oldukça zor bir dönem oldu. Zira, tamamen vizyon üzerine kurulu bir dünyaya yatırım yapan kitlelerin büyük bir bölümü artık sabırlarını kaybetmeye başlamıştı.

Öte yandan, 2017 yılındaki furyada para toplayan girişimlerin büyük bir kısmı iflas bayrağını çekmiş olsa da, geride kalanlar sınırsız bir çaba içinde yeni uygulamalar üretmeye ve deneme yanılma yoluyla deneyler yapmaya devam ettiler.

İşte bu deneyler içinde ilk başarıya ulaşan DeFİ olarak da adlandırılan merkeziyetsiz finans uygulamaları oldu. Blokzincir teknolojisinin finans alanındaki uygulamaları olarak adlandırabileceğimiz DeFi ağırlıklı olarak Ethereum üzerine kurulmuştu.

2020 yılının Nisan ayından itibaren kripto dünyasına girmeye başlayan kurumsal yatırımcılar sayesinde sisteme gelen likidite DeFi dünyasının kanatlanabilmesi için gerekli olan rüzgar oldu. Nitekim o yılın yaz ayları ile birlikte DeFi Yazı (DeFi summer) olarak bilinen döneme girdik. Bu alanın en önemli metriği olan sisteme kilitli para (ingilizcesi ile Total Value Locked) rakamının bir milyar ABD Dolarından 100 milyara geldiğini gördük.

NFT rüzgarı

DeFi’nin açtığı yoldan daha sonra NFT’lerin gelmeye başladığını gördük. Aslında tarihi 2015’lere giden ama şu an bilinen en eski koleksiyon olan CryptoPunks’ın 2017’de kurulduğu NFT dünyası, 2020 yılının sonbaharından itibaren ciddi bir kitleyi kendisine çekti.

DeFi ve NFT’ler üzerindeki yoğun talep, teknik olarak Ethereum üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaya başladı. Eskiden bir dolara geldiğinde ‘çok pahalı’ olarak adlandırılan işlem ücretlerinin bir anda 100 ABD Dolarını aştığı dönemler yaşamaya başladık.

Arkası yarın

Ethereum’un kış döneminde yoğun talep karşısında yaşadıkları ileriki dönemin adeta bir provası oldu. Yazı dizimizin bir sonraki bölümünde Ethereum’un ileride karşılaşacağı sorunları çözmeye yönelik üzerinde çalıştığı teknik gelişmelere değineceğiz.


Not 1: Bu yazı ilk olarak 6 Kasım 2022’de BlockchainIST Center‘da yayınlandı

Not 2: Tüm yazılara Yazılar sekmesinden ulaşabilirsiniz

Genel not: Bu ve diğer yazılarımızın hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Özellikle DeFi yani merkeziyetsiz finans sektörünün denetime tabi olmamasından dolayı klasik piyasalara göre çok daha riskli olabileceğini göz önünde bulundurun.