DeFi dünyasında ilk adım olan cüzdanı kurduktan sonra sıra bu dünyada işlem yapmaya geldiğinde nelere dikkat etmek gerekir, gelin birlikte üzerinden geçelim:

Geçtiğimiz yazıda DeFi platformlara girmek için sahip olması gereken elektronik cüzdanlara bakmış ve farklı iki cüzdan tipi olan Argent ile Metamask örneklerine bakmıştık. Sonrasında neler yapılması gerekiyor peki?

Cüzdanı bağladık ya sonra?

Cüzdanı bağladıktan sonra DeFi platformunda rahatça gezebilir, bakiyenizi görerek yapabileceğiniz işlemleri seçebilirsiniz. İşlemi seçtikten sonrasında dikkat etmeniz gereken kritik birkaç özellik var:

Blokzincirde işlem yapmak ne demek?

Blokzincir üzerinde işlem yapmak demek, o blokzincir üzerindeki blok kapasitesini kullanmak demek. Bitcoin blokzinciri her 10 dakikada bir blok oluşturuyor. Dolayısıyla yazılmak istenen işlemler bu blok içinde girebilmek için birbirleri ile yarışıyorlar. Eğer o sırada fazla işlem yapılmıyor ise bir sorun yok. Hemen hemen her istenen işlem madenciler tarafından toplanıp zincire yazılıyor.

Peki ya çok fazla işlem varsa? İşte o zaman serbest piyasa ekonomisi devreye giriyor. Madenciler seçim hakkına sahip oluyorlar. Neye göre seçim yapıyorlar o zaman? Kendileri için en kârlı olan işlemleri tabii..

Ethereum, Bitcoin’den daha sonra kurulmuş bir zincir olarak teknolojik anlamda daha fazla yenilik içeriyor. Bunlardan biri blokların Bitcoin’deki gibi 10 dakika yerine ortalama 15 saniyede bir hazırlanması. Bu da Ethereum’un daha fazla blok işlemesine yarıyor.

Ancak, burada Ethereum’un ciddi bir dezavantajı var. O da şu: Bitcoin, genel olarak uzmanlaşmış bir para. Uzmanlaştığı konu para transferi yapmak. Bu da nispeten basit bir işlem. Basit derken kastedilen, blokzincire yazılacak çok basit bir bilgi. Bu nedenle 10 dakikada bir oluşturulan blok içinde fazla yer kaplamıyor.

Ethereum ise, üzerinde karmaşık işlemlerin ve akıllı kontratların yazıldığı bir sistem. Bu nedenle her bir işlem ciddi olarak blokzincir üzerinde yer kaplıyor. Bu nedenle, 15 saniyelik bloklar çok hızlı bir şekilde doluyor. Kimi işlemler Bitcoin’den çok daha yavaş bir şekilde gerçekleşiyor.

DeFi’de işlem ücretleri

Eğer daha önce Bitcoin kullandıysanız işlem ücretlerini birkaç ABD Doları tuttuğunu görmüşsünüzdür. DeFi için ağırlıklı olaraki farklı bir blokzincir olan Ethereum kullanılıyor. Dolayısıyla DeFi ürünleri kullanırken ilk karşınıza çıkacak tedirgin edici konu işlem ücretleri olacak.

Bir DeFi platformuna geldiniz, cüzdanınızı bağladınız ve bir işlem yapmaya karar verdiniz. Öncelikle içiniz rahat olsun, cüzdanınız sizden onay almadan herhangi bir işlem yapmaz. Ancak, işlem için onay vermeden önce ne kadar ücret ödeyeceğinize dikkat etmekte fayda var.

İşlem ücreti nasıl ortaya çıkıyor?

DeFi’de ya da blokzincirde sabit ücret diye bir durum yok. Herhangi bir noktada yapacağınız işlemin ücreti ile bir sonraki işlem ücretinin aynı olması neredeyse imkansız. Neden? Nedenini anlamak için işlem ücretini oluşturan dinamiklere göz atmakta fayda var.

Genel olarak üç farklı dinamik çalıyor işlem ücreti belirlenirken:

  1. İşlemin karmaşıklığı (ya da büyüklüğü): Yukarıda da yazdığımız gibi, bir işlem ne kadar karmaşık ise blokzincir üzerinde o kadar fazla yer kaplıyor. En basit işlem, bir kişiden diğerine ETH transfer etmek. Daha karmaşıkları, faklı ETH standartlarında örneği ERC 20 tokenini, birkaç farklı akıllı kontrat üzerinden geçirince çıkıyor. Her bir akıllı kontratın yaptığı işlem ne kadar artarsa zincirde kaplayacağı yer de o kadar artıyor. Kullanıcı olarak bu konuda çok yapabileceğiniz bir önlem yok.

  2. Birim işlem maliyeti: Ethereum blokzinciri tek. Burada işlem yapmak isteyen binlerce kullanıcı var. Kimi zaman örneğin fiyatlarda dalgalanmalar olduğunda işlem yapmak isteyenlerin sayısı bir anda artabiliyor. Sistem bir nevi mezat yöntemi ile çalıştığı için, birim maliyet çok hızlı bir şekilde arşa çıkabiliyor.

  3. Hızlı işlem: Yukarıdaki iki kritere göre, yani blokzincire o anda ne kadar rağbet var ve işlem ne kadar büyük, yanında son bakılacak bu işlemi ne kadar hızlı yapmak istediğiniz. Eğer aceleniz varsa, normalden daha yüksek bir ücret ödeyerek o işlemin kuyrukta öne geçmesini sağlayabilirsiniz. Ama ‘yok, o kadar yüksek işlem ücreti veremem’ diyorsanız o zaman yavaş hız seçip, sabırla bekleyebilirsiniz (ama ücreti çok düşük seçerseniz, uzun süre beklemeye razı olmalısınız)

Çok karmaşık görünüyor. Kullanıcı olarak ne yapabilirim?

Öncelikle yukarıdaki teknik detaylar sizi korkutmasın. Herhangi bir hesaplama yapmanıza gerek yok. Elektronik cüzdanınız size gerekli alternatifleri ve her bir alternatifin ücretini ortaya çıkaracak.

Örneğin Metamask, herhangi bir işlem yapmak istediğinizde onay butonu ile birlikte size yavaş, normal ve hızlı olarak üç farklı seçenek sunuyor. Özellikle yüksek işlem ücretleri söz konusu olduğunda bu üç farklı seçeceğin birbirine yakın olduğunu görebilirsiniz. Daha ileri seviye kullanıcı iseniz, bu üç seçenek yerine, ‘advanced/ileri’ sekmesine basarak ücreti kendiniz belirleme şansınız var.

Peki neler yapabilirsiniz? Öncelikle işleminizin ne kadar acil olduğunu düşünerek farklı stratejiler geliştirebilirsiniz:

Eğer satın almak istediğiniz bir tokenin değerinin ucuzladığını ve fırsatı kaçırmamak gerektiğini düşünüyorsanız hemen işlem yapmak isteyebilirsiniz. O zaman yüksek işlem ücretine razı olabilirsiniz.

Eğer uzun vadeli bir işlem yapıyorsanız (örneğin staking yapacaksanız), o zaman ‘yavaş’ göndermek isteyebilirsiniz ya da ileri sekmesinden daha da düşük bir birim maliyet seçebilirsiniz.

Bir diğer seçenek, işlemi o an için bekletip, maliyetlerin daha düşük olduğu bir başka zaman dilimini seçmek olabilir. Birim maliyetleri ethgastation.info adresinden takip edebilirsiniz.

Sonuç

Evet, bu dört yazıdan oluşan serimizde cüzdanlar konusunu ayrıntıları ile incelemiş olduk. Bundan sonraki yazımızda, işlem yaptıktan sonra varlıklarımızı takip etme konusunda bize yardımcı olabilecek araçlardan bahsedeceğiz.


Not 1: Bu yazı ilk olarak 1 Nisan 2021’de BlockchainIST Center‘da yayınlandı

Not 2: Tüm yazılara Yazılar sekmesinden ulaşabilirsiniz

Genel not: Bu ve diğer yazılarımızın hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Özellikle DeFi yani merkeziyetsiz finans sektörünün denetime tabi olmamasından dolayı klasik piyasalara göre çok daha riskli olabileceğini göz önünde bulundurun.