Gelin bu yazımızda, yakın zamanlarda yükselişe geçen yeni bir DeFi ürününe bakalım:

“DeFi ilgimi çekiyor ama Bitcoin’imden vazgeçmem” diyenlerin ihtiyacı ne?

Önceki yazılarımızda Merkeziyetsiz Finans (DeFi) hareketinin en önemli avantajlarından birinin bireylerin ya da kurumların her tür ihtiyacını teknolojinin de yardımı ile hızlıca karşılayabilmek olduğuna değinmiştik. Alın size yeni gelişen pazarlarla birlikte bir grup yatırımcıda beliren bir ihtiyaç:

“Elimde BTC tutan uzun vadeli bir yatırımcıyım ve varlığımın gerçek değerini ancak yıllar içinde bulacağına inanıyorum. Peki ama o zamana kadar cüzdanımdaki bu varlıklar kuzu kuzu yatacak mı? Bunun etinden değil de en azından sütünden faydalanamaz mıyım?”

Nasıl karşılanır bu ihtiyaç?

İşte çözüm: Elinde tuttuğu BTC’den ayrılmak istemeyen ancak bir yanda da ek kazanç sağlamak isteyen kesimlere, BTC’yi teminat göstererek eşdeğer bir ETH token yaratmak, sonrasında bu ETH’yi DeFi piyasalarında kullanarak faiz ya da benzeri gelir elde etme fırsatı.

Bu amaçla ortaya çıkan bir çok ürün var: wBTC, renBTC, hBTC, imBTC, sBTC, pBTC, tBTC gibi… Türkçesi ile isterseniz “Doğan görünümlü Şahin” deyin ister “içi beni yakar dışı seni” ama özünde BTC’yi Ethereum ağına getiren ürünler.

Neden Bitcoin üzerinde değil de Ethereum’da kurulu bu ürünler?

Bu tip ürünlerin tarihçesi aslında daha önceki bir yazımızda bahsettiğimiz Liquid‘e dayanıyor. Ama Bitcoin ağına “yamanmış” bir eklenti olan Liquid kullanıcılara çok da fayda sağlamadığı için yeterince başarıya ulaşamadı.

Ethereum teknolojik olarak Bitcoin’den çok daha esnek ve yenilikler ile dolu olduğu için bu platform üzerine kurulu uygulamalar daha ön plana çıkmaya başladılar (ama öte yandan güvenlik olarak Bitcoin’in Ethereum’dan daha önde olduğunu da hemen belirtelim burada). Son aylardaki yükselişlerine baksanıza:

Ethereum üzerindeki BTC miktarı
Ethereum üzerindeki BTC miktarı (Kaynak)

Peki bu ürünlerin kime ne faydası var?

Kullanıcılar

Yatırımcılar için faydalarına kısaca yukarıda değindik. BTC’ye inanıyorsanız, gelecekteki kâr ya da zararı sizin - bir kaybınız yok. Öte yandan, DeFi token haline getirdiğiniz yeni ürün (örneğin önde gelen DeFi piyasalarından Compound’a likidite sağlayarak) sistemin büyümesine katkı sağlıyor ve karşılığında faiz alıyorsunuz. Üstüne üstlük bir de geçtiğimiz günlerde gündemde olan Compound’un yönetim tokeni COMP kazanma imkanına sahip oluyorsunuz. (Yield farming de denen bu yöntem şimdilik iyi getirilere sahip ancak uzun vadede klasik yatırım gelirlerine yakınlaşacağını tahmin etmek zor değil).

DeFi uygulamaları

DeFi oyuncuları Ethereum yapısı içinde çalışan pek çok farklı uygulama ürettiler. Ancak özellikle sokaktaki vatandaşın bu ürünleri kullanımı için daha çok zamana ihtiyaç var. Onlar kullanana kadar da tekerleğin dönmeye başlaması için sistemin can suyu olan likidite lazım.

İşte elinde Bitcoin tuttuğu için kripto paralara aşina ancak DeFi ile henüz haşır neşir olmamış kitleler bu platformlar için ilk hedef. Geniş kitleleri buraya çekmek için uzun vadeli zahmetli ve zaman alıcı bir çabaya girmek yerine, BTC kitlesine hızlıca ulaşarak sistemlerine bir anda “roket yakıtı” koymak çok daha verimli geliyor onlara (unutmayalım BTC, ETH’in piyasa işlem hacmi olarak 2.5 katı, dolaşımda olan para değeri olarak ise yaklaşık 6 katı bir büyüklüğe sahip).

Bitcoin

Her ne kadar Bitcoin maksimalistleri soğuk baksa da aslında bu ürünlerin uzun vadede Bitcoin’e fayda getireceğini söylemek yanlış olmaz. Zira Bitcoin ilk çıktığı zaman düşünülen faydalarından şu ana kadar ancak değer saklama ve sansürsüz olma konularında gerçekten kendini kanıtladı. Ödeme sistemi olarak beklenen seviyeye gelmedi (unutmayın Bitcoin white paper başlığı “Bitcoin kişiden-kişiye elektronik para sistemi” idi).

Bunu Bitcoin’in başarısızlığı şeklinde adlandırmamak lazım. Sonuçta bu bir seçim: Güvenilirlik ile teknolojik yenilik ikileminde Bitcoin topluluğu güvenilir olmayı ve bu nedenle kendinden çok emin yavaş adımlarla ilerlemeyi seçti.

Yukarıda bahsettiğimiz ürünler, getirdikleri ek faydalar ile Bitcoin kullanımının dolayısıyla BTC’ye olan talebin artmasını sağlayabilirler.

Her şey toz pembe değil, dikkat!

Burada en dikkat edilmesi gereken konu, sarılı Bitcoin’lerin gerçek BTC olmaması. Ne demek bu?

BTC’niz varsa ve bu parayı tuttuğunuz cüzdanın anahtarları sizde ise, ona sizden başka kimse ulaşamaz, üzeride hak iddia edemez - bir nevi mutlak hakimiyetiniz var.

Bu BTC’yi herhangi bir Ethereum bazlı ürüne (örneğin bir DeFi token’a) çevirdiğinizde ise artık sizin değil. Neden? Çünkü onu bir Akıllı Kontrat ile kilitlediniz. Bu da ekstra riskler demek: Bu kontratın sağlamlığı kritik. Sonra bu DeFi token ile (örneğin yukarıda değindiğimiz Compound örneğinde olduğu gibi) yatırım yaptığınızda da bir başka Akıllı Kontrat ile kullanıyorsunuz. Öte yandan tüm işlemleri Ethereum blokzinciri üzerine yazıyorsunuz ve onun güvenliğini de kendi madencileri sağlıyor - fena bir güvenlik değil ancak yine de bir Bitcoin blokzinciri kadar güvenli değil.

Sonuç

Sarma BTC dediğimiz DeFi ürünleri kuşkusuz herkese göre değil ancak Bitcoin’in geleceğine inanan ve daha fazla riski göze alabilen bir kesim için hem Ethereum ağı ile tanışmak hem de ekstra gelir kazanabilmek için çeşitli fırsatlar barındırdığı da kesin.


Not 1: Bu yazı ilk olarak 9 Temmuz 2020’de BTCHaber.com‘da yayınlandı

Not 2: Tüm yazılara Yazılar sekmesinden ulaşabilirsiniz