Ulusal Dijital Paralar - I
Kripto değil ama dijital paralar alanındaki yarışa 2019 yılı ile birlikte devletler de dahil oldu. Gelin bu yazıda kısaca dijital ve kripto paralara devletler nasıl tepki vermiş görelim. Bir sonraki yazıda da ülke ulusal dijital paraları alanında kim ne yapmış ona bakarız.
Kripto paraları kim başlattı?
Dijital para kavramı aslında oldukça eski bir kavram. Ancak dijital para olarak ortaya çıkan denemelerin çoğu (çok normal olarak) başarısızlığa uğradı. Başarılı olan ilk deneme Bitcoin. Sahipsiz kimsesi olmadan sıfırdan başladı ve yıllar içinde çok büyük bir değere ulaştı. Ünlü finans gurusu Naval Ravikant’ın dediği gibi:
Türkçe meali: Geçtiğimiz on yılın en değerli girişimi hiç para toplamadı, çalışanı yok, sermaye artırım tablosunu baştan yayımladı ve isteyen herkesin kendisine yatırım yapmasına izin verdi Orjinali |
Evet, Bitcoin ile 2010 yılı başında kripto para serüvenine başka aktörlerin katılmaması düşünülemezdi - nitekim de öyle oldu. Bitcoin’in hemen arkasından gelen pek çok kripto para genelde küçük bir grup yazılımcı ya da girişimcinin insiyatifi ile ortaya çıktı. (Nitekim şu anda sayıları 5000’i geçti bu girişimlerin)
Bu bireysel girişimlerin ardından JP Morgan ve en sonda da Facebook ile finans ve teknoloji dünyasının ağır siklet aktörleri de yavaş yavaş topa girmeye başladılar.
Devletlerin eli armut mu topluyor peki?
Peki finans dünyasının ana yönlendiricisi olan hükümetler seyirci mı kalacaktı bu duruma? Tabii ki hayır.
Para basmanın ekonomiye hakim olmak anlamına geldiğini anladıkları noktadan itibaren devletler para konusunda dizginleri elden hiç bırakmadılar. Zira parayı kontrol edebilmek onlar için hem iç düzeni korumak hem de ihtiyaçları olan finansmanı karşılayabilmek için hayati bir öneme sahip idi.
Ama devlet dediğiniz yapı oldukça büyük - çözmesi gereken binlerce derdi ve problemi var. Bu nedenle her konuda hızlı davranmalarını beklememek gerek. Bakınız internetin ilk çıktığı zamanlar:
Bundan otuz yıl öncesinde internet ilk yayılmaya başladığında hükümetler tabir-i caiz ise konuya tam fransız kalmışlardı. Başlangıçta önce üniversiteler daha sonrasında bireyler ve özel sermaye girişimleri dijital dünyanın gelişmesini sağladılar. Hükümetler işin içine çok daha sonradan girdi ve - özellikle son on yılda- giderek artan bir şekilde bu alanda nüfuzlarını artırmaya başladılar; vatandaşlara sundukları hizmetlerden (e-devlet, bilgi sorgulama, hızlı ödeme alma vb) bireylerin hangi siteye erişebileceklerine karar vermeye kadar.
Kripto para dünyasında da buna benzer bir durum gerçekleşti. Başta bireyler sonrasında özel sektör şirketleri tarafından başlatılan kripto para girişimleri sonrası devletler yavaş yavaş girmeye başladılar. Nitekim ancak 2019 yılına geldiğimizde yavaş yavaş seslerini duymaya başladık.
Ne oldu da bir anda duymaya başladık devletlerin dijital paralarını?
Aslında uzunca bir süredir pek çok devlet perde arkasında dijital paralar ile ilgili çalışmalar yapıyordu. Ancak 2019 yılında konu birdenbire gündeme oturdu.
Peki neden şimdi duymaya başladık? Çünkü ufak tefek bir azınlığa hitap eden kripto paralar (dünyanın sadece %1’inin bir şekilde kriptolara ‘bulaştığı’ tahmin ediliyor) kamuoyu için sinek vızıltısından farksızdı işin doğrusu. Ama Facebook’un Librası konuyu bir anda ekonomik gündemin en önlerine taşıdı.
Neden? Pek çok nedeni var ama öncelikle Facebook gibi dünyanın her köşesinde 3 milyara yakın insanın kullandığı bir devin kripto para piyasasına giriyor olması, insanların hükümetlere “peki siz ne yapıyorsunuz?” diye hesap sormasına neden oluyor. Unutmayalım; ne kadar güçlü görünüyor olsalar da hükümetler de sonuç olarak PR çalışması yapmak zorundalar. Peki ne gibi tepkiler geldi Libra açıklaması sonrası?
Nasıl tepkiler veriyor devletler kripto paralara?
Libra görücüye çıktığında ABD hükümetinin ilk işi Facebook’a ciddi bir baskı koymak oldu. Kongre’de sorgulamasından tutun, aba altında sopa göstermeye kadar. Zaten sonrasında Visa, Mastercard, Stripe ve PayPal Libra’dan çekildilerini açıkladılar.
Neden Libra? Öncelikle yukarıda yazdığımız gibi Facebook global bir güç. Ulaştığı kitle dünyanın en büyük ülkesinin nüfusundan daha fazla. Üstelik planladığı kripto para Libra değişik ülke itibari paralarından oluşan bir sepet - bir noktada öyle bir büyüklüğe ulaşabilir ki ülkelerin para politikalarına etki edecek hale gelebilir. Bunun yanında Facebook’un bireylerin dijital dünyadaki bilgilerini kullanma konusunda çok kötü bir sicili var. Dijital hayatta her tür hareketimizi takip edip bunu reklam verenlere ya da daha kötüsü seçimlerde nasıl oy kullanmamızı etkilemek isteyen partilere satan bir kuruluş bir de ekonomik hareketlerimizi takip etmeye başlarsa işin sonu nereye varır düşünsenize?
Neden sadece Libra’ya baskı koydular da diğer paralara koymuyorlar? Aslında öyle değil. Devletler kendilerine potansiyel tehdit gördükleri her konuda aksiyon alırlar. Diğer kripto paralar konusunda da belli tedbirleri aldılar tabii ki.
Genelde bu aksiyonlar kara para aklanmasını önleme ile ilgili olarak yapıldı. Bizim gündelik hayatta kullandığımız itibari paralardan kripto para dünyasına geçiş artık eskisi kadar kolay değil ve çok sıkı denetim altında. Bunu herhangi bir kripto para borsasında hesap açtırmaya çalıştığınızda rahatlıkla görebilirsiniz.
Kimi devletler vatandaşların kripto paralara ulaşımını toptan yasaklamak gibi önlemler de alıyorlar (bakınız Hindistan) - tabii bu önlemler ne kadar gerçekçi ciddi olarak düşünülmeli.
Bunun dışında devletler daha da baskı kurup kripto paraları yasaklayamaz mı? En çok sorulan sorulardan biri. Evet, ABD hükümeti örneğin Libra’yı yasaklamak için Facebook’a baskı yapabilir. Peki ama Bitcoin’i nasıl yasaklayacak? Hangi nedene dayanarak yasaklayacak onu sorgulamıyorum bile ama diyelim bir neden buldular, yasaklamak için kime baskı yapacak? Neyi yasaklayacak?
Arkası yarın
Çok uzadığı için yazı ikiye bölündü. Ülkeler neden dijital para yarışına katıldı, hangi ülke ne yapıyor o da bir sonraki yazıda - o yazıda hemen burada