Bu yazımızda yapay zekaya pembe gözlükler ile bakarak hayatımıza getireceği olumlu örneklere değineceğiz.

Yapay zekanın ne kadar büyük bir potansiyeli olabileceğine bir önceki yazımızda ayrıntıları ile değinmiştik.

Hatırlatmak gerekirse, bu teknolojinin “bir insan zekasına sahip olabilme” ihtimali gerçekten inanılmaz. Bu seviyeye çıktıktan sonra sahip olduğu iterasyon yeteneği ile (yani bize sunduğu çıktılara verdiğimiz cevapları kendi algoritmasına dahil ederek kendini geliştirme mekanizması sayesinde) bir süre sonra normal insan zekasının çok daha ötesinde bir seviyeye ulaşacağını öngörmek zor değil.

Aslına bakarsanız, belki de bu durum o kadar da ‘inanılmaz’ değil. Zekayı ‘taklit edilemez’ olarak nitelendirmemizin temel nedeni, insanlar olarak kendimizi dev aynasında görmemiz. OpenAI’nin yaratıcılarından Sam Altman’ın geçenlerde bir söyleşide sorulan “AI ile bu kadar uğraştıktan sonra insanlar hakkında ne öğrendiniz?” sorusuna verdiği “Küçükken zekanın (ingilizcesi ‘intelligence’) sihirli ve insana özel bir ‘şey’ olduğunu zannederdim. Şimdiyse bunun sadece maddenin bir hali olduğunu düşünüyorum” cevabı bize aslında insan olarak kendimizi o kadar da özel hissetmememiz konusunda bir ipucu veriyor sanki.

Konuyu bu şekilde değerlendirdiğimizde, yapay zekanın bize sağlayacağı faydaları ‘inanılır’ bulmak da oldukça kolaylaşıyor. Gelin bu faydalar konusunda bir fikir jimnastiği yapalım. ‘Fikir jimnastiği’ diyoruz, zira yapay zekanın hayatımıza hangi sürede ne kadar etki edeceği konusunda uzmanlar arasında bir fikir birliği yok.

“Yapay zeka dünyayı neden kurtaracak?”

Başta da belirttik, bu yazımızda yapay zekaya iyimser tarafından bakacağız. Çıkış noktamız ise, Marc Andreessen’in 6 Haziran’da yayınladığı ‘AI dünyayı neden kurtaracak?’ (İngilizcesi “Why AI will save the world?”) adlı makalesi olacak. Tanımayanlar için Andreessen gerek iş dünyasındaki başarıları (İlk geniş kullanımlı tarayıcı Netscape’in yaratıcılığından, dünyanın en büyük teknoloji ve kripto fonlarının sahibi a16z’nin kuruculuğuna) gerekse entelektüel anlamdaki katkıları (“Neden yazılım dünyayı yiyor/yutuyor?” - ingilizcesi “Why software is eating the world?” isimli 2011 yılında yayınlanan tüm zamanların en etkili makalelerinden birinin yazarı) ile teknoloji dünyasının en saygın ve sözü dinlenen kişilerinden biri.

Andreessen’e göre insanlık tarihinde yaşanan her tür gelişmenin temel nedeni insan zekası. Bugün içinde yaşadığımız dünya, insanların zekalarının doğru kullanımı sayesinde oluşmuş. Bilim, teknoloji, matematik, fizik, kimya, tıp, enerji, inşaat, ulaşım, iletişim, sanat, müzik kültür, felsefe, etik ve ahlak gibi her alanda zeki insanlar daha başarılı olmuşlar.

İşte yapay zeka, insan zekasını kat be kat artırma fırsatı ve bu sayede bizlere yukarıdaki gelişmelerin çok daha iyisini sağlayabileceği bir dünya öneriyor. Nasıl bir yapay zeka çağından bahsediyoruz?

  • Her bir çocuğun, büyümesinin her adımında ona yardımcı olacak bir yapay zeka öğretmeni/rehberi olacak. Bu öğretmen, sınırsız bir sabır, tutku, bilgi ve yardımseverlik ile donatılacak ve çocuğa sonsuz sevginin makine versiyonunu verebilecek. Bu sayede çocuğun potansiyelini en üst noktaya çıkarmasına yardımcı olabilecek.
  • Yapay zeka yetişkinler için de asistan/koç/mentor/öğretici/danışman/terapist görevi görecek. Ve aynı çocuklara yardımcı olan yapay zeka gibi sınırsız sabır, tutku, bilgi ve yardım sunacak bizlere.
  • Benzer şekilde, bilim insanlarına bilimsel araştırma ve geliştirmede yardımcı olacak, liderlere insanları yönetirken daha iyi karar almalarını sağlayacak yapay zeka türleri olacak.
  • Yapay zeka ile yaşanan üretimdeki verimlilik, ekonomik büyümeye, yeni endüstrilerin ve iş kollarının doğmasına, bu da işçilere ödenen ücretlerin artmasına yol açacak.
  • Hatta ve hatta savaşların bile çok daha hızlı bir şekilde ve olabildiğince az insan kaybı ile bitmesini sağlayabilecek yapay zeka. Bunu da komutanlara ve politik liderlere, risk, hata ve can kaybını en aza indirecek stratejik ve taktisel kararlar almalarına yardım ederek yapacak.
  • Yapay zeka sadece zekayı artırmayacak aynı zamanda daha ‘insancıl’ olacak. İnsanların teknik yetersizliklerini kapatarak sanatsal estetik fikirlerini yaratma ve paylaşma özgürlüğü verecek. Sizinle empati kuran bir yapay zeka ile konuşmak, sıkıntılı durumların üstesinden gelebilmenize yardımcı olacak. Bunun örneklerini medikal yapay zeka sohbet robotlarında görmeye başladık bile.

Sonuç olarak Andreessen’e göre yapay zekanın medeniyetimizin yarattığı, elektrik ve mikroçipler ile eş değer hatta onların daha ötesinde önemli bir ‘şey’ olma ihtimali yüksek.

ai_positive
Kaynak: Dall-E

Andreessen 7000 kelimelik uzun yazısının son bölümünü yapay zeka konusundaki eleştiri ve kaygıların neden yersiz olduğuna ayırıyor. Yapay zeka konusunda madalyonun öbür tarafına bir sonraki yazımızda bakacağız.

Büyük vizyonlardan günümüze gelelim

Yukarıda bahsettiklerimizin gerçekleşmesine bir hayli zaman var. Henüz bu aşamada olmadığımızı ve ciddi bir beklenti (tam olarak çevirisi olmasa da İngilizcedeki ‘hype’) içinde yaşadığımızı anlamamız gerekiyor.

Yapay zeka uzun soluklu bir maraton. ‘Daha henüz yolun başındayız’ demeyeceğim zira çok uzun zamandır bu konu üzerinde çalışılıyor. Kullanınca hepimizi şaşkınlığa düşüren ChatGPT işin uzmanlarına sorduğunuzda aslında hatalarla dolu ve her yönden gelişmeye ihtiyaç duyan bir uygulama.

Bir yandan da yukarıdaki vizyonu çizen Andreessen’in teknoloji ve yapay zekaya yatırım yapan bir fonun kurucusu olarak bu tartışmada bir taraf olduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyor. (Zaten yukarıdaki maddeleri okuduğunda insanın aklına siyasi partilerin seçim propagandaları gelmiyor değil).

Şirketler tarafına baktığımızda ise hemen her gün farklı bir şirketin yeni bir yapay zeka ürünü çıkardığını okuyorsunuz. İnsan gerçekten hayret ediyor! Durdunuz durdunuz hepiniz bir anda mı yapay zekayı başardınız? Tabii ki değil. Bütün şirketlerin bu açıklamalarının arkasında yatan tek bir dürtü var. Wall Street’e yani yatırımcılarına geleceğe dair bir hikaye yaratmak. (2023 yılında ABD borsalarında yaşanan yükselişin büyük bir kısmı, yapay zeka alanındaki çalışmalarını açıklayan teknoloji devlerinden geliyor1).

Şirketlerin sunduğu en büyük hikaye, yapay zekanın getireceği verimlilik artışı. Örneğin ünlü yatırımcı Paul Tudor Jones, yapay zeka sayesinde önümüzdeki beş yılda verimlilikte senede %1.5 bir artışın mümkün olduğunu savunuyor. Geçmişte bu tip verimlilik artışı yaşanan dönemlerde fiyat kazanç oranlarında 1.5-2 puan genişleme ve sermaye piyasalarında yıllık %15’lik yükseliş gözlemlendiğini belirtiyor.

Yapay zekanın şu anki durumunu düşününce bu rakamlar size bir hayli uçuk gelebilir ama bir konuyu tekrar etmekte yarar var. Yapay zekanın, insanların yaptığı işleri yapabilmesi için insan zekası seviyesine gelmesine gerek yok! İnsanların çoğu şu anda çok da zeka gerektirmeyen işlerde çalışıyorlar. Üstelik bu işler sürekli tekrar gerektirdiği için bir süre sonra verimlilikleri de düşmeye başlıyor.

Sonuç

Yapay zekanın hayatımıza katabilecekleri gerçekten çok etkileyici. Bu değişimler hemen yarın olmayacak, ama öyle çok uzun süre de beklemeyeceğiz. Kesin emin olduğumuz bir gerçek varsa o da önümüzdeki yirmi yıl boyunca en önemli gündem maddelerimizden biri yapay zeka olacak. Kısaca özetlersek, ‘bu pilav daha çok su kaldırır’ ama dikkatinizi başka tarafa çevirdiğiniz anda ‘pilavın sizin düşen tarafının dibi tutabilir’.

—-

Not 1: Bu yazı ilk olarak 3 Temmuz 2023’de BTCHaber’de yayınlandı

Not 2: Tüm yazılara Yazılar sekmesinden ulaşabilirsiniz

Genel not: Bu ve diğer yazılarımızın hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Özellikle DeFi yani merkeziyetsiz finans sektörünün denetime tabi olmamasından dolayı klasik piyasalara göre çok daha riskli olabileceğini göz önünde bulundurun.


  1. Örneğin, Mark Zuckerberg’in kurucusu olduğu Facebook, ismini Meta yapacak kadar büyük bir dönüşümün ardından, Nisan 2023’deki ilk çeyrek açıklamasında metaverse aktivitelerini azaltıp yapay zekaya odaklanacağını açıkladığı gün hisse fiyatında %9 artış yaşadı.