SEC'nin Binance ve Coinbase davaları
Bu yazımızda SEC’in bu hafta başında peş peşe açtığı iki davanın ortaya çıkardığı sorulara yanıtlar arayacağız.
Kripto dünyasında yavaş hafta diye bir kavram yok. Bu haberciler ve köşe yazarları için bulunmaz bir nimet. Başka sektörlerde yaşanan ‘bir şirket bir ürün piyasaya sürse de onun PR açıklamasından bir yazı çıkarsak’ derdi bu alanda kesinlikle yok. Bakın işte, daha bu hafta ABD’nin Sermaye Piyasaları Kurumu olan SEC’nin (Securities Exchange Commission) kripto dünyasının iki büyük alım-satım platformuna açtığı davalar bir anda gündeme oturuverdi. Gelin bu yazımızda bu davaların önemi ile Binance, Coinbase ve genel olarak kripto dünyasına etkilerini anlamaya çalışalım.
Image by Peter H from Pixabay |
Neydi olay kısaca hatırlayalım:
ABD’nin SPK’sı olan SEC, Pazartesi günü dünyanın en büyük alım-satım platformu olan Binance’e, Salı günü de ABD’nin en büyüğü olan Coinbase’e dava açtı. Aslında geçtiğimiz birkaç ay yaşanan gelişmelere baktığımızda çok da sürpriz olmayan bir durum bu. Önce davaların içeriğine sonra da neden beklendiğine bakalım.
Binance’e açılan dava oldukça ağır - (SEC’nin açıklamasına buradan ulaşabilirsiniz). 136 sayfalık hem ABD’de kurulu şirketlere hem de CZ‘ye yönelik suçlamaların olduğu bir iddianame var elimizde. İçinde neler yok ki? Binance’in ABD’li müşterilere global taraftan hizmet vermesinden tutun da, ABD operasyonları ile global operasyonların iç içe geçmesine, yapay işlem hacmi yaratmadan müşteri paralarının kullanımına kadar bir dizi suçlama.
Coinbase’e açılan dava ise Binance’den biraz daha farklı. Temel suçlama menkul kıymet olarak adlandırılan bir dizi kripto paranın SEC’den izinsiz olarak listelenmesi, dolayısıyla izin alınmadan menkul kıymet alım-satım faaliyetlerinde bulunulması. Bunun yanında staking faaliyetlerinin de menkul kıymet aracılık faaliyeti içinde değerlendirildiği görülüyor. Şirket yöneticilerine yapılan herhangi bir suçlama yok.
Neden bir anda ve peş peşe çıktı bu davalar?
Aslına bakarsanız her iki dava da uzunca bir süredir bekleniyordu. Zira geçtiğimiz yılın Aralık ayından bu yana ABD’li kamu otoritelerinin kriptoya karşı koordineli bir şekilde harekete geçtiği sıkça yazılıp çizildi1.
En son Mart ayında ABD’nin emtia ve türev pazarlarını denetleyen kurumu CFTC’nin Binance’e açtığı dava sonrası sıranın SEC’ye geldiği de söyleniyordu. Öte yandan geçtiğimiz aylarda Coinbase’e SEC tarafından ‘sana dava açacağım’ anlamına gelen bir ihtarnamenin ulaştığı da biliniyordu.
Burada ilginç olan nokta, davaların geçtiğimiz hafta Kongre tarafından bu alanı düzenleyecek yeni bir kanun tasarısının açıklanmasının hemen ardından gelmesi oldu. Bildiğiniz gibi SEC başkanı Gary Gensler uzunca bir süredir kripto alanında yeni bir yasaya gerek olmadığını savunuyor. Gensler’in temel argümanı, kriptopaların bir yatırım kontratı olduğu ve menkul kıymet sayılarak kendi denetimleri altında olması gerektiği.
Öte yandan, perde arkasında SEC ile CFTC’nin kriptoparaların menkul kıymet mi emtia mi olduğu konusundaki ‘alan kapma’ yarışının devam ettiğini söylemek mümkün. Zira, CFTC kendi açtığı davada BTC, ETH gibi kriptoparaların emtia olduğunu belirtmişti.
SEC’nin ise her iki davada ‘menkul kıymet’ olarak adlandırdığı bir dizi kriptopara var (SOL, ADA, MATIC, FIL, SAND, AXS, CHZ, FLOW, ICP, NEAR, VGX, DASH, NEXO, ATOM, ALGO, AXS ve COTI). Neden bu paralar listede iken başkaları alınmadı tam olarak bilinmiyor. Alınan kriptoparalar ile ilgili SEC’in temel argümanı, bu paraların, özellikle halka arz sırasında yatırımcılara yaptığı açıklamalar ile, onları bir ‘yatırım kontratı’ sınıfına sokarak SEC denetimi altındaki bir menkul kıymet haline getirdiği.
Alınmayan kriptoparalar arasında BTC, ETH ve AVAX’in yanında XRP’nin olması da bir başka ilgi çeken nokta. Zira, SEC’nin XRP’nin menkul kıymet olduğu ile ilgili dava halen devam ediyor, hatta yakın zamanda sonuçlanması bekleniyor. Önümüzdeki dönemde SEC, menkul kıymet olarak adlandırdığı kriptoparaların listesine başkalarını ekler mi, bekleyip göreceğiz.
Hemen ufak bir nokta daha ekleyelim. Her ne kadar Gensler, basına yaptığı açıklamalarda ETH benzeri paraların menkul kıymet olabileceğini söylese de, bu başkanın kişisel görüşü ve SEC’nin görüşünü yansıtmıyor. Zaten geçtiğimiz aylarda Kongre’de ifade verirken ‘ETH menkul kıymet midir?’ sorusuna verdiği kaçamak cevaplar, Gensler’in argümanlarının inandırıcılığını oldukça zedelemişti. Bunun aksine CFTC başkanı Rostin Behnam dün Kongre’de verdiği ifadede dört-beş kez ‘ETH’nin emtia’ olduğunu söyledi.
Peki davalar nasıl sonuçlanır?
SEC’nin açtığı davaların ne şekilde sonuçlanacağını bilmek elbette çok zor. Bir tahmin yapmak gerekirse, her iki davayı ayrı ayrı değerlendirmenin daha doğru olacağını söyleyebiliriz.
Binance’e karşı açılan davada SEC’nin eli çok daha güçlü. Hem suçlamalar daha ağır, hem de Binance’in bu alandaki sicili o kadar da iyi değil. Üstüne üstlük, Binance US’in daha önce CEO’luğunu yapmış olan iki ismin de SEC lehine ifade vermiş olması, Binance’in işini daha da zorlaştırıyor. CFTC tarafından da benzer suçlamalara maruz kalan Binance için ABD macerasının sonu gelmiş gibi görünüyor. SEC’nin Binance US hesaplarının dondurulması için ayrı bir dava açmış olması da bunun bir başka göstergesi. Şahsi düşüncem, Binance’in ABD operasyonlarını durdurma karşılığı CZ ve diğer yöneticilerin yargılanmaması tavizini alarak anlaşma yapmak isteyeceği. ABD’li otoriteler bunu kabul edecekler mi? Hep birlikte göreceğiz.
Coinbase davasında ise SEC’nin elini çok daha zayıf görüyorum. Coinbase ABD’de kurulu, oyunu hep kurallarına göre oynayan, ‘SEC izni ile’ halka açılmış bir şirket. Zaten SEC’nin de davayı, kanun tasarısı öncesinde pozisyon kapmak için açmış olması yüksek ihtimal. Kişisel tahminin, burada bir anlaşma olması ihtimalinin çok düşük olduğu ve davanın uzunca bir süre mahkemede görüleceği şeklinde. Eğer bu sırada Kongre’nin önerdiği yasa tasarısı görüşülür ve kabul edilirse dava kendiliğinden düşer. Yok eğer tasarı yasalaşmazsa bile, davanın Coinbase lehine sonuçlanacağını düşünüyorum. Bunun temel nedeni, Coinbase her zaman stratejik bir şekilde hareket ederken, SEC’nin bir kamu otoritesi olarak yön gösterici olmak yerine ‘kaçak güreşmesi’. Coinbase’in çok güçlü bir hukuk ekibi var ve SEC’nin tüm tutarsızlıklarını mahkemede bir bir göstereceklerdir.
Diğer taraftan bir başka önemli konu ise SEC’nin menkul kıymet olarak nitelediği kriptopaların akibetinde. Bu kriptoparalar yeni kanun çıkana kadar yüksek ihtimalle ABD’deki kriptopara alım-satım platformlarında işlem göremeyecekler. Coinbase’in şu aşamada nasıl bir aksiyon alacağı bilinmemekle birlikte, geçmişte SEC’nin XRP’ye açtığı dava sonrası bu kriptoparayı listelemeyi bıraktığı biliniyordu. Coinbase’in önünde üç yol bulunuyor. Birincisi hemen bu kriptopaları alım-satıma kapatmak - ki bu zayıf bir ihtimal. İkincisi, SEC ile kendi davası bitene kadar listelemeye devam etmeleri - ki bu da iyimser bir ihtimal. Üçüncü ve olmasını beklediğim ihtimal ise, SEC’nin XRP davasının sonucuna göre hareket etmeleri.
Sonuç
SEC’nin davasını felaket olarak niteleyenler olsa da, bunu belirsizliğin ortadan kalkmasına yönelik bir adım olarak görmek daha doğru olabilir. Binance’in geçmişte ‘sınırları zorlayarak/çiğneyerek’ yaptığı hareketlerin sonuçlarına katlanması gerekecek. Coinbase’in ise üzerindeki en büyük belirsizliğin ortadan kalkması ve en azından ne ile suçlandıklarını bildikleri için daha rahat hareket edeceğini tahmin ediyorum. Kriptoparalar tarafında ise ABD’li yasa koyucuların hareketlerini merakla bekliyoruz.
Not 1: Bu yazı ilk olarak 7 Haziran 2023’de BTCHaber’de yayınlandı
Not 2: Tüm yazılara Yazılar sekmesinden ulaşabilirsiniz
Genel not: Bu ve diğer yazılarımızın hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Özellikle DeFi yani merkeziyetsiz finans sektörünün denetime tabi olmamasından dolayı klasik piyasalara göre çok daha riskli olabileceğini göz önünde bulundurun.
-
ABD’nin bu alanda aldığı aksiyonları merak edenler ‘ABD’nin kriptoya bakışı değişiyor mu?’ başlıklı yazımıza göz atabilirler. ↩