Bu yazımızda, geleneksel dünya ile Web3’ün harmanlandığında dünyayı nasıl güzelleştirebildiğini gösteren bir örnek olan Lemonade Crypto Climate Coalition’dan bahsedeceğiz.

Web3 olarak adlandırdığımız merkeziyetsiz sistemler etkilerini ağırlıklı olarak sanal ortamlarda hissettiriyor. Bunun ana. nedeni Web3’ün temelini oluşturan blokzincir teknolojisinin ancak tamamen dijitalleşmiş ortamlarda verimli bir şekilde kullanılabiliyor olması. Web3’ün fiziki dünyamıza dokunduğu kullanım alanlarını ise henüz yeni yeni görmeye başlıyoruz.

Bugünkü yazımızda, işte bu teknolojinin fiziki dünyamıza hem de çok güzel bir konuda, etki yapabileceği bir örneği tanıtacağız sizlere. Yaklaşık bir yıl önce kurulan Lemonade Crypto Climate Coalition bugünkü konumuz. Gelin başlayalım:

Nedir Crypto Climate Coalition?

Mart 2022 yılında lansmanı yapılan Lemonade Crypto Climate Coalition (kısaca LCCC diyelim), Amerikalı sigorta kuruluşu Lemonade’in kar amacı gütmeyen vakfı Lemonade Foundation tarafından kurulan bir oluşum.

Oluşumun temel hedefi, değişen iklim koşullarının çiftçilik yaparak hayatını kazanan yoksul insanların hayatına etkisini minimum indirecek bir sigortacılık hizmeti sunmak. Bir merkeziyetsiz otonom organizasyon (ingilizcesi Decentralized Autonomus Organization kısaca ‘DAO’) olarak kurulan oluşumun diğer ortakları arasında kripto dünyasının önde gelen isimlerinden Avalanche, Chainlink, DAOStack, sigortacılık reasürans devi Hannover Re, bu alana hizmet veren Insurtech girişimleri Pula ve Etherisc ile iklim koşulları ve hava tahmini üzerine çalışan Tomorrow.io organizasyonları var.

Oluşum geçtiğimiz günlerde Afrika’da maş fasulyesi ve hayvan otları yetiştiren çiftçilerin hasat sonrası oluşan zararlarını önlemek amacıyla gerçekleştirdiği pilot projenin sonuçlarını bir video aracılığıyla paylaştı.

Neden böyle bir organizasyona ihtiyaç duyulmuş?

Özellikle Afrika’da hayatını tarım ile kazananan yaklaşık 300 milyon insan var. Bu insanların büyük bir kısmının tek geçim kaynağı ekmekte oldukları ufak tarlalar. Kuraklık ya da sel gibi doğal afetler bu insanlar için adeta ölüm demek çünkü sulama kanalı benzeri altyapının olmamasından dolayı topraklarını sadece yağmur suyu ile sulayabiliyorlar. Özellikle son yıllarda değişmeye başlayan iklim koşulları nedeniyle yaşanan sel ve kuraklık, neredeyse açlık sınırında yaşayan bu insanları kıtlık tehlikesi ile baş başa bırakmış durumda.

harvest
Image by Inno Joseph from Pixabay

Batı dünyasında bu tip sorunların panzehiri olan sigortacılık sektörü ise bu insanların bulundukları bölgelere uğramıyor maalesef. Bunun bir kaç nedeni var. Birincisi, teknolojik olarak bu bölgede hava tahmini. sistemlerinin gelişmiş ülkelerin onda biri seviyesinde olması. Bir diğeri ise, sigortacılık sisteminin mevcut işleyişinin (prim üretim, hasar ölçüm, tazminat dağıtım gibi süreçlerin) oldukça masraflı olması ve bu nedenle bölgeye götürülecek hizmetin ‘astarının yüzünden pahalıya gelmesi’.

İşte LCCC, teknolojinin nimetlerinden faydalanarak, zor durumda olan bu insanların yüzünü biraz olsun güldürecek bir sistem kurmak üzere kurulmuş. Oluşum üç temel sorunu çözmeyi hedefliyor: Hava muhalefeti nedeniyle oluşan riskleri doğru tartmak, hasar tespitini otomatize etmek ve fonlama/reasurans sağlamak.

Ortaklar nasıl katkıda bulunuyor?

Yukarıda saydığımız oluşum paydaşları burada sorunları paylaşmışlar. Sigorta dünyasının oyuncuları oluşan riskleri hesaplamada tomorrow.io’nun geliştirdiği modellemeleri kullanıyorlar. Önümüzdeki dönemde uydu üzerinden alınacak verinin bu modellere aktarımı yapılacak. Böylece çok daha mikro ölçekte (sigortalanan tarlaya kadar inen) risklerin hesaplanıp akıllı kontratlara aktarıldığı bir sistem oluşacak.

İkinci konuda, sigortalı alanlara yağan yağmur bilgisinin akıllı kontratlara aktarımı (ki burada Chainlink’in Oracle bilgi aktarımı önemli rol oyunuyor) sel ya da kuraklık durumunda akıllı kontratları otomatik olarak çalıştıracak. Bu sayede, çiftçinin tazminat başvurusunda bile bulunmasına gerek kalmadan, ödeme kendisine otomatik olarak yapılacak. Bu durum, hasar sürecindeki operasyonel maliyetleri neredeyse sıfıra indiriyor. Bir yandan da aylar süren hasar tespit ve tazmin sürecini haftalar ile ölçülecek kadar kısaltıyor.

Son olarak Avalanche platformu kullanılarak sigortalanan alan için gerekli olan fonlama ihtiyacının karşılanması planlanıyor. Yatırımcılar oluşan havuza kapital koyup ve sonrasında ödenen primlerin hasar düştükten sonra kalan kısmından getiri sağlayacaklar.

Sistemin DAO olarak çalışıyor olması, uzun vadede yukarıda belirttiğimiz kurucu ortakların ötesinde küçük yatırımcıları da içine alarak. şeffaf ve sürdürülebilir bir yapı olmasına yardımcı olacak.

Sonuç

2015 ile 2019 yılları arasında bolca blokzincirin dünyayı nasıl değiştireceğini anlatan vizyon dolu yazılar okuduk. Şimdilerde ise, artık yavaş yavaş bu vizyonların hayata geçtiğini görmek oldukça umut verici. Fiziki dünyaya dokunan Web3 projelerinin tam anlamıyla olgunlaşması çok daha uzun zaman alacak. Yukarıdaki örnekte gördüğümüz henüz prototip aşamasındaki projelerin daha geniş kesimlere yayılacağını görmek için gerekirse on yıllarca beklemeye bile değer.


Not 1: Bu yazı ilk olarak 31 Mart 2023’de Coindesk Türkiye’de yayınlandı

Not 2: Tüm yazılara Yazılar sekmesinden ulaşabilirsiniz

Genel not: Bu ve diğer yazılarımızın hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Özellikle DeFi yani merkeziyetsiz finans sektörünün denetime tabi olmamasından dolayı klasik piyasalara göre çok daha riskli olabileceğini göz önünde bulundurun.