Son zamanlarda oldukça ön plana çıkan Merkeziyetsiz Finans projeleri ve bu projelere ait yönetim tokenları uzun süredir süregelen bir tartışmayı da alevlendirmiş oldu. Merkeziyetsiz olmak neden önemli, ne zaman ve ne kadar merkeziyetsizlik iyidir? Gelin hep birlikte bakalım.. 

“Ya hep ya hiç” mi bu merkeziyetsizlik?

Sık sorulan sorulardan biri de şu: DeFi (Merkeziyetsiz Finans) gerçekten merkeziyetsiz mi? Merkeziyetsiz olmasının avantajı ne, dezavantajı ne? Aslında bu konu 1-0 gibi iki sonuçlu bir işlem değil. Merkezi bir yapıdan tam merkeziyetsiz bir yapıya doğru genişçe bir yelpaze var - ve bu yelpazenin değişik kısımlarında bulunan her bir alternatif ürünün kendince belli avantajları var.

Ayrıca hangi kritere göre merkeziyetsizlikten bahsediyoruz o da önemli. Sistemin kuruluşu açısından mı, işleyişi bakımından mı, kullanıcıya verdiği güç bakımından mı? Bu kriterleri daha da uzatabiliriz haliyle.

Rengarenk
Image by Kohji Asakawa from Pixabay

Nasıl bir yelpaze bu?

Çok genel bakarsak şunu söyleyebiliriz:

Yelpazenin bir ucu merkezi yapılar (CeFi - Centralized Finance olarak da adlandırılıyorlar) . Bildiğimiz klasik, geleneksel her türlü yapı. Bir genel merkezi olan, bütün ticari sırları ve teknolojisi telifler ile korunan, müşterisini seçen, ona verdiği hizmetlerin kararını kendi veren her tür kurum.

Yelpazenin öbür tarafında ise tamamen dağıtık yapılar var ve bu tarafın aslında ucu bucağı yok. Şu ana kadar deneyimlediğimiz en uç noktası Bitcoin denebilir: Herhangi bir genel merkezi ya da lideri olmayan, bütün yazılımı açık, sistemin işleyişini sağlayan makinelerin kimseye sormadan girip çıkabildiği, keza kullanıcı olarak kullanmanın hiçbir izin ya da dokümana tâbi olmadığı bir sistem (ki orada bile yazılımcılar arasındaki gruplaşmalar ve politik savaşlar merkeziyetsizlik konusunda soru işaretleri yaratıyor).

Konuştuğumuz her tür uygulama da işte bu iki yelpazenin arasında şimdilik. Örneğin Fintech diye daha önce bahsettiğimiz finans kuruluşlarının teknolojik olarak yenilenmesini sağlamaya çalışan girişimler yelpazenin daha merkeze yakın tarafında yer alırken, DeFi hareketindeki girişimler daha merkeziyetsiz taraftalar.

Yukarıdaki tanımlardan “merkeziyetsiz yapı daha iyidir” gibi bir sonuç çıkmasını istemem açıkcası. Zira yelpazenin her iki tarafının da kendine göre avantajları var.

Hesap sorabiliyor muyum?

CeFi benzeri yapılar - özellikle bir süredir aramızda olup finansal olarak kuvvetli hale gelenler - göreceli olarak kullanıcıya kafa rahatlığı veriyorlar. Bunun temel nedeni, özellikle finansal dünyanın kırılgan ya da kaygan yapısı içinde dijital varlıklara sahip olmamız nedeniyle başımıza gelebilecek her tür sorunda arkada hesap sorulabilecek bir yapı olması.

Bunu biraz daha açmakta fayda var. Teknik, kodlama, kullanım açısından merkeziyetsiz yapıların, dış denetime daha açık olmaları nedeniyle merkezi yapılara göre daha güvenli olduğunu düşünüyorum. Ancak “daha güvenli” demek %100 güvenli anlamına gelmiyor. Sorun da zaten o %0.01 ihtimalin gerçekleştiğinde ne olacağı. Merkezi yapılarda sorun olma ihtimali (hadi diyelim ki bunun yüz katı) %1 olsun. Sorun olduğunda bu yapılardan hangisinde varlığınızı geri alma ihtimaliniz daha yüksek? Merkezi yapılarda. İşte bu nedenle, henüz yeterli olgunlukta olmadıkları için DeFi yapılarda sizi rahatsız edecek miktarlar ile yatırım/işlem yapmanız asla tavsiye edilmiyor. (Bu arada, DeFi ürünleri kullananlara her tür risk için sigorta hizmeti sunanlar da olduğunu belirtelim. Ama henüz yolun başındalar - onlar da kullanım arttıkça zaman geçtikçe olgunlaşacaklar)

Kaç ölçü merkeziyetsizlik iyi?..

Öte yandan, DeFi yapıların da ne kadar merkeziyetsiz oldukları yanında hangi alanlarda merkeziyetsiz oldukları da önemli. Burada temel olarak üç alan var bakılması gereken: Geliştirici kitlesi: Sistem geliştirenler ne kadar merkezi? Örnek olarak, daha önceki biz yazımızda bahsettiğimiz MimbleWimble protokolüne bakalım. Kullanıcı mahremiyetine önem veren bir altyapı olan MimbleWimble üzerine iki kripto para projesi geliştiriliyor. Birincisi Beam - İsrail merkezli girişim sermayesi (VC) yatırımı almış - göreceli merkezi bir yapıda, belli planlar ve hedefler dahilinde çalışan organize bir grup. Diğeri ise Grin - geliştiricilerinin hemen hemen hepsinin kod adlar kullandığı, Bitcoin benzeri dağınık bir şekilde ilerlemeye çalışan bir yapı. Yönetim: Sistemin kurulduktan sonra yönetim kurallarının oluşturulması ve değiştirilmesinin ne kadar demokratik yollarla yapıldığı Kullanıcı hakları: Herhalde DeFi hareketinde en çok vurgulanan konu bu ve merkeziyetsiz yapılar bu alanda daha ilerideler. Özellikle kullanıcının kendine ait bilgileri platformlar arasında taşıyabilmesi konusunda. Merkezi yapıların kullanıcı hakları konusunda gittikçe daha duyarlı olduğunu görsek de merkeziyetsiz yapılarda olduğu gibi kontrolü tamamen bırakmalarını beklemek hayalperestlik olur.

Burada şahsi olarak en kritik noktanın merkezi/merkeziyetsizlikten çok kullanıcıya kişisel bilgilerini şifreli olarak kendi uhdesinde tutma ve dijital varlığını farklı platformlar arası rahatça taşıma imkanı vermek olduğunu düşünüyorum.

Ya regülasyonlar?

Merkeziyetsiz yapılar için en kritik konulardan biri hareket ettikleri alan. Zira global ölçekte ve merkeziyetsiz bir yapıda olduğunuzda mevcut ülke denetimlerinden kendinizi koruyup, enerji ve eforunuzu yenilikçi çözümlere yönlendirebiliyorsunuz - merkezi yapılar o anlamda daha şanssız.

Regülasyon konusunda asıl önemli konu aslında kullanıcı tarafı. Kullanıcıların büyük bir kısmı coğrafi olarak içinde bulundukları ülkelerin kanunları ile sınırlılar. Ülke denetleyici kurumlarının getirebileceği her tür kısıtlama merkezi olmayan yapıların geniş kitlelerce benimsenmesinin önündeki en büyük belirsizliklerden biri olmaya aday.

Sonuç

Merkezi yapılar hızlı karar alabilme açısından avantaja sahip olsalar da, tâbi oldukları regülasyonlar nedeniyle kullanıcılara kısıtlı ama göreceli riski daha az ürünler sunuyorlar. DeFi yapılar ise başlangıçta yavaş gelişen ve riskli ama yapı itibariyle nihai kullanıcıya verdiği güç ve zaman içinde oturacak risk azaltıcı teknolojik ilerlemeler sayesinde uzun vade için daha büyük bir potansiyel gösteriyor. Öngörümüz gerçekleşecek mi, hep birlikte yaşayarak göreceğiz.


Not 1: Bu yazı ilk olarak 13 Ağustos 2020’de BTCHaber.com‘da yayınlandı

Not 2: Tüm yazılara Yazılar sekmesinden ulaşabilirsiniz