Her ne kadar Bitcoin maksimalistleri çok eleştirse de, Bitcoin ile DeFi aslında birbirlerinden o kadar da farklı değiller. Gelin bu yazıda neleri benziyor ona bakalım.

DeFi ve Bitcoin maksimalistleri

Eski arşivlere şöyle bir baktım da, DeFi ile ilgili olarak ilk iki yazımı 15 Şubat 2019’de yazmışım. İlki DeFi hareketini anlatan “Blockchain finans dünyasını nasıl etkileyecek?”, ikincisi ise hareketin en büyük oyuncusu ile ilgili “MakerDAO kredi kullanımında çığır açar mı?” olmuş. Zaman çabuk geçiyor - 2019 başlarında 250 milyon ABD Doları civarında olan DeFi sistemine kilitlenmiş ETH miktarı şimdilerde Temmuz 2020’de 1.7 milyar ABD Doları’na ulaşmış bile.

Büyüyen sadece rakamlar değil. Aynı zamanda daha da konuşulur oldu DeFi hareketi. Daha çok konuşulduğunun ve etkisinin arttığının en önemli göstergelerinden biri Bitcoin maksimalistlerinin ciddi tepkisini çekmeye başlamış olması.

Bitcoin maksimalisti ne demek?

“Bitcoin maksimalisti de ne?” diye soracak olursanız. Efendim, kripto dünyasındaki bir grup insan için “tek gerçek Bitcoin kalan her şey yalan”. Tamamen merkeziyetsiz yapısı ve bireylerin finansal özgürlüğünü her tür sansüre karşı koruması nedeniyle Bitcoin’e yalnız ekonomik değil felsefe olarak da derinden bağlı bu kişiler için Bitcoin dışındaki her tür alternatif araç uzak durulması gereken tehlikeli birer oyuncak. Geçtiğimiz yıllarda özellikle Ethereum ile sıkça didişen bu grubun şu anki baş düşmanı DeFi hareketinin aktörleri.

Ne iddia ediyor Bitcoin maksimalistleri?

DeFi oyuncularının yeterince merkezi olmamasından tutun, barındırdığı haddinden fazla riske, geçmişte ICO çılgınlığında yaşandığı gibi artan popülarite ile birlikte DeFi’ya giden paranın suni bir balon yaratıp sonrasında ciddi kayıplara neden olma ihtimaline kadar pek çok görüş ve argüman var Bitcoin cephesinde.

Peki yanılıyorlar mı?

Dünyanın 1 ya da 0 gibi ikili (binary) değerlerden oluştuğuna inanan biri olmadığım için şu şekilde cevap vermeliyim: Bahsettikleri riskler var. Ama ne kadar ciddi? Ya da bu riskler var diye DeFi hareketini ciddiye almamak mı lazım? İşte orada durup düşünmek lazım.

Bitcoin ve DeFi - “Yok birbirimizden farkımız, köklerimiz aynı”

DeFi risklerine önümüzdeki yazılarda çok daha detaylı bakacağız. Ancak Bitcoin ile DeFi hareketine “biri ya da öbürü” diye bakmaktansa “yok aslında çok da birbirinden farkları” şeklinde değerlendirmek belki de daha doğru. Neden? Gelin birlikte üzerinden geçelim:

BTC ile DeFi
BTC ile DeFi - temsili (Kaynak: Image by sathyatripodi at Pixabay)

Bitcoin en merkezi olmayan DeFi ürün

Öncelikle Bitcoin’in kendisi merkeziyetsiz bir finans hareketi. DeFi hareketinin oyuncularının çoğunun nihai hedefi, Bitcoin gibi sadece ürün olarak değil, yönetim olarak da merkeziyetsiz bir hareket olmak. Dolayısıyla Bitcoin bu oyuncuların bir nevi kutup yıldızı.

Zaten, aslında DeFi oyuncularının çoğu şu anda Bitcoin’in geçtiğine benzer yollardan geçiyorlar. Bitcoin bütün bu sorunları bir bir aşarak ve yıllara meydan okuyarak bulunduğu konuma geldi. Benzerini DeFi oyuncularının da yaşaması gerek.

Bu işler teknik olarak emek ister

Genelde bu tip hareketlerin olgunlaşması için zamana ihtiyaçları var. Örneğin, Wikileaks Bitcoin ile para toplamaya karar verince Aralık 2010’da Satoshi projenin (ilk çıkışının ardından iki yıl geçmiş olsa da) hâlâ test aşamasında olduğunu ve yavaş büyümesi gerektiğini belirterek onlardan Bitcoin’i kullanmamalarını ister ve sonrasında da sırra kadem basar.

DeFi hareketleri de Bitcoin’in ilk günleri gibiler şu anda. Olgunlaşmaya ihtiyaçları var. Farkları ise, 2010 yılına göre çok daha fazla insan ve kaynak bu alana ilgi gösteriyor. Üstelik gerekli pek çok altyapı da aradan geçen zaman içinde (özellikle Ethereum içinde) yavaş yavaş oturdu. O nedenle Bitcoin’e göre daha hızlı ilerlemeleri beklenmeli.

Ama olgunlaşmaya doğru giderken arada pek çok yol kazasına uğrayacaklar gibi görünüyor. Sürat felaket getirir mi kestirmek zor ama arada bir lastik patlatacağı kesin gibi. Aynı, Mart 2020’de MakerDAO’nun yaşadığı Kara Perşembe gibi.

Ama tek eksik teknik değil

DeFi hareketinin teknik olarak uzmanlaşmasının yanında başka ihtiyaçları da var. Aynı Bitcoin’in zamanında yaşadığına benzer.

Bunlardan biri hizmetler hakkında verilen bilgilerin kullanıcılar için yeterince basit ve aydınlatıcı olmaması. Şu anda eğer çok iyi bir finans kullanıcı değilseniz DeFi ürünlerini kullanabilmek gerçekten çok zor. Ne yapacaksınız, nasıl yapacaksınız, hangi riskleri alıyorsunuz bunları uygulamanın içinden ya da web sitelerinden anlamak neredeyse imkansız.

Bir diğer eksiklik de kullanıcı dostu arayüzler - ki örneğin Argent bu anlamda ilerlemenin hızlı olduğunu bize gösteriyor.

Bunun yanında DeFi’nin en önemli sorunlarından biri değişik uygulamalar arasında işlem yaparken çok fazla kayıp (sızıntı) yaşanması. Bunun da en önemli nedeni merkeziyetsiz piyasaların hala yeterince likit olmaması - ki bu da uygulamalar arasında fiyatlar açısından farklılıklar oluşmasına neden oluyor. Aynı zamanda kimi zaman yoğun talep olduğunda Ethereum üzerinde işlem yapabilmek için harcamanız gereken gas fiyatlarında da ciddi artışlar olabiliyor.

Hem BTC hem de DeFi’ya yatırım yapmak

Öte yandan bir yatırımcı olarak DeFi piyasasının tadına bakmak istiyor ama bir şekilde elinizdeki Bitcoin’ler ile vedalaşmak da istemiyorsanız şanslısınız. DeFi piyasaları daha önce de yazdığımız gibi finansal olarak size çeşit çeşit alternatifler sunabiliyor.

Bunlardan biri de WBTC (Wrapped Bitcoin) dediğimiz Ethereum üzerine kurulu bir Akıllı Kontrat. Bu kontrat sayesinde elinizdeki BTC’yi verip karşılığında aynı miktarda WBTC alabiliyorsunuz. Bu WBTC’yi çeşitli DeFi platformlarında kullanarak faiz (ya da Compound örneğinde olduğu gibi likidite sağlama karşılığı COMP) kazanabiliyorsunuz. İstediğiniz zaman da aynı şekilde bire-bir karşılığı tekrar BTC’ye dönebiliyorsunuz. Böylece hem varlığınızı Bitcoin olarak tutabiliyor hem de güzel ek gelir elde edebiliyorsunuz.

Tabii WBTC’nin çıkma nedeni DeFi aktörlerinin can suyu olan likiditenin artırılabilmesi. Bakmışlar kripto piyasasında ciddi sayıda insan Bitcoin’i aldıktan sonra satmak yerine elinde tutmayı tercih ediyor (alınan BTC’lerin %42’si iki yıldır hiç hareket etmemiş örneğin), bundan nasıl fayda sağlayabiliriz diye düşünürken bu ürün ortaya çıkmış.

Ancak şunu hemen hatırlatmakta fayda var: Elinizde WBTC tutmak ile BTC tutmak bir değil. WBTC tutmak daha riskli. Zira WBTC başta da söylediğimiz gibi bir Akıllı Kontrat. Bu nedenle bu tip kontratlarda ortaya çıkabilecek her tür riske WBTC’de de var. Her ne kadar sık sık denetime tabi tutulsa ve yaratılmış olan WBTC’leri şeffaf bir şekilde izlemek mümkün olsa da sonuçta BTC Bitcoin ağı tarafından korunurken, WBTC Ethereum ağı tarafından korunan ve bir grup insanın yazdığı bir kod bütünü.

Yine de görünen o ki Temmuz 2020 başı itibariyle yaklaşık 8,800 BTC sisteme kilitlenerek karşılığında WBTC yaratılmış.

Sonuç

DeFi Bitcoin’den ilham alan ve pek çok oyuncusunun uzun vadede Bitcoin gibi tamamen merkeziyetsiz yapılanmayı kendisine vizyon edindiği bir hareket. Zamana, kullanımının artmasına bu sayede eksikliklerin giderilip ürünlerin cilalanmasına ve çürük elmaların ayıklanmasına ihtiyaç var. İki yılda aldıkları yol etkileyici. Bakalım gelecekte nereye doğru evrilecekler.


Not 1: Bu yazı ilk olarak 2 Temmuz 2020’de BTCHaber.com‘da yayınlandı

Not 2: Tüm yazılara Yazılar sekmesinden ulaşabilirsiniz